30 Ocak 2011 Pazar

269-BU ZİLLETTE İKTİDAR DA VAR.

OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;22 Aralık 2010.
BU ZİLLETTE İKTİDAR DA VAR!
“Kürt Meclisi Diyarbakır’da_Amit’te!” toplanarak, özel meclis, özel bayrak ve özel ordu kurma kararını aldı!”Sözlü ve yazılı basın!
Atatürk devrimini yok sayarak Osmanlı dönemine gitme girişimleri sonuçlarını vermek üzeredir. Osmanlı dönemini sayıklamak ihanetin eseridir ve bölünüp te parçalanmanın kabulüdür. Aşağıda anlatacağım olayda, Osmanlı hükümeti ihanetin dışında kalmıştı. Dış güçler ve içerideki hainler Yunan ayaklanmasını başlatarak Osmanlı Devletini zilletin ve utancın içersine itmişlerdi. Bu sefer de aynı oyun Anadolu’da ayni ile oynanmaktadır. Sonuç, hiç te üzünülmesin SEVR’E varmak üzeredir. Kısaca anlatacağım olay Yunan ayaklanmasıdır.
14 Temmuz 1789 tarihinde başlamış olan Büyük Fransız İhtilali, Osmanlılar hariç, tüm ulusların uyanmalarını sağlamıştır. Bu hareketlenmede, PAPAZLAR ÖNAYAK OLMUŞLARDIR! Osmanlı devletinde ve Müslüman ülkelerinde DİN ADAMLARI halkın uyuşarak köleleşmelerini sağlamışlardır. Bugünde aynı uyutmanın ve maskaralığın öncülüğünü yapmaktadırlar. Osmanlı egemenliğinde bulunan ulusların eğitim aydınlanmasını PAPAZLAR tüm uluslarının bireylerine taşımışlardır.1787 senesinde, başlarında bir ulusal Ozan ve bir Kadın olan Yunan ayaklanması dağa çıkmakla başlamıştır. O zaman Yunanistan’ın nüfusu (150.000) kişiden ibaretti. Önce bir Yunan bayrağı ve on maddelik bir ulusal hedef planı kabul edilmişti.
Yunanlı hayranlığını Eski Atina kültürü yaratmıştı. Şair Byron Yunan hayranlığının bayraktarlığına soyunmuştu. Çarlık Rusya, İngiltere ve Fransa her alanda Yunan asilerine yardım ediyordu. Rus Çarının General Rütbesindeki Yaveri Aleksandr İpsilanti de bir Rumdu. Bu Yaver, Çarın desteği ile 1814 senesinde, Odesa’da “Filik’i Eterya” adlı bir Örgüt kurmuştu. Sonraları bu örgütün adı “ETNİK’İ ETERYA”’YA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR.
Rus Çarı Aleksandr, General Aleksandr İpsilanti’yi (3000) Rum silahlı adamı ile Eflak-Buğdan’a göndermişti.06 Mart 1821 tarihinde Eflak ve Buğdan istila edilmişti. Osmanlı Güçleri isyanı bastırınca, General İpsilanti kaçarak kurtulmuştu.
Bu sefer de, Mora’daki ve Adalardaki Rumlar ayaklandırıldılar. Ocak 1821 tarihinde, bir ormanlıkta toplanan Rum liderler ilk hükümetlerini de kurmuşlardı. Daha önce; Ayaklanmanın liderlerinden Mavro kordato elinde bir harita ile Viyana kongresine gönderilmişti. Avusturya ve Macaristan İmparatorluğu Başbakanı Prens Metternih’in “kutsal İttifak”projesi, devletlerin toprak bütünlüğünün korunması ve ayaklanmaların desteklenmemesini de kapsadığı için, Asi Rumlar kongreden bekledikleri ilgiyi bulamamışlardı.
Son ayaklanmanın başına Dimitri İpsilanti geçmişti. Patras Başpiskoposu Germanos, onbin silahlı asi ile şehrin kalesini kuşattı.05 Ekim 1821 tarihinde de Tripolice kalesi asilerin ellerine geçti. Şehirde bulunan askerlerle beraber.(8000)Türk insanı Bebelerine kadar Hunharca katledilmişlerdi.
Edirne, Edremit, Kayseri ve Tarabya Piskoposlarının da isyanın içersinde oldukları ve Fener Patriği V’inci Gregorius’un da Rus Çarı ile mektuplaştığı anlaşılmıştı. Sadrazam Benderli Ali Paşa, Patriği resmi elbisesiyle patrikhanenin kapısına astırtmıştı. O kapı, orada bir Türk Başbakanı asılana kadar kapalı kalmak üzere kapatılmıştır. O kapalı kapının önünden geçen caddenin adı da” Benderli Ali paşa caddesidir”.Ol sebepten Patrikhane konusunda batılı devletlerle Sağcı İktidarlar müzakerelerini kapalı kapılar arkasında yapmaktadırlar! Ve ne acıdır ki, Lozan Antlaşmasına göre, Fener Rum Patriğinin Türk vatandaşı olması gerekirken, mevcudu (4000)’e düşen Ortodoksların karar organlarını oluşturabilmek için Sayın RTE iktidarı(16)yabancı Papazı Türk vatandaşlığına kabul etmiştir. Böylece de Fener Rum Patrikriği Evrensel yapıya giden yola sokulmuştur.
1826 senesinde; Osmanlı devleti ile Rusya arasında imzalanan St. Petersburg Protokolü ile”Yunanistan’ın Osmanlı Devletine vergi ile bağlı bir devlet “olması kabul edilmiştir.
22 Mart 1829’da;İngiltere, Rusya ve Fransa’nın baskısı ile Londra’da Yunan sorununa bir çare bulmak için toplanılmıştır.1830 tarihinde de Yunan devleti resmen tanınmıştır. Hemen tanınmanın akabinde genişleme planı yürürlüğe konulmuştur.”MEGALİ İDEA”.
Bu olaylar olurken, Osmanlı Türk halkı,”En büyük ibadet Ululemre itaattir!” masalı ile uyutulmakta idi. Felâketi görecek Türk kamuoyu da hiç yoktu. Bugünkü siyasi dolapları görmememiz nedeniyle İmralı’daki idam hükümlüsü üniter yapımızın canına okumak üzeredir. Bunun arkası da kesinlikle gelecektir. Bize Orta Anadolu’ya gitmek düşecektir. Olaylar gözümüzün önünde, olayları görecek gözümüz de yok. Yorum bilgiye dayanır; bilgimiz de bize anlatılan masallardan ibarettir.”Geçmişini bilmeyen insanlar hep çocuk kalırlar”.Ellerindekileri de bir masal anlatarak alırlar. Gelişmemiş toplumlar, beyni gelişmemiş kadınlar gibidirler. İkisinin ırzlarına okşamayla geçilmektedir.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi