22 Aralık 2010 Çarşamba

223-EMRİNİZ OLUR, SAYIN HÜSEYİN BEY!

                        OSMAN TÜRKOĞUZ
                   osmanturkoguz@hotmail.com
                   İzmir; 23 Aralık 2010.

                            EMRİNİZ OLUR SAYIN HÜSEYİN BEY!

         Ülkemiz, açılım masalı ile toz duman içinde bırakıldı. Her şey tepetaklak edildi. Vatan hainleri de baş tacı edildiler. Ülkemizi ve ulusumuzu bölmek için politikaya soyunanlar da, ne anayasamızı, ne de yasalarımızı dinlemeden uluorta konuşmadalar.
Basınımız sayı arttırma derdinde. Vatanseverler susturulmuş; Sayın RTE’DEN destekli özel yetkili Müddei hususiler ve Özel yetkili Mahkemeler evrensel hukukun üzerine çıkartılmış, korku salmaktalar.
         Vatanımızı ve ulusal birliğimizi parçalamak amacı ile kongreler toplanarak iki dil, iki bayrak, iki ordu ve iki egemenlik kararlarını alabilmekte.
         Bu arada; Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Sayın Işık Koşaner de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin görüşünü ve Kırmızı Çizgileri hakkındaki kararlılıklarını Dünya Kamuoyuna açıklamakta.
         Milli Eğitim Eski Bakanı Sayın Hüseyin Çelik te bu açıklamaya ateş püskürmede. ”Efendim, bu açıklama eski geleneğe göre imiş!”
         Anayasamızın 117’inci maddesini açıp ta okumasını salık versek ne yazar.
         “1.Başkomutanlık ve genelkurmay Başkanlığı.”
         “Madde 117/3 – Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir.”
         Sayın Gül’ün tutum ve davranışları belli.
         Türkiye Cumhuriyeti DIŞ ve İÇ destekli kirli bir savaşın içersinde değil mi? Bu savaşı yürüten ve bu savaşın tüm sorumluluğunu da üstlenen Türk Silahlı Kuvvetleri ve O’NUN Onurlu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Işık Koşaner değil midir?
         Askeri Ceza Kanunumuzda, ”Eşkıya karşısı düşman karşısı” kabul edilmektedir.
Düşmanın her türlü silahlarına karşılık ver! Düşmanların Anayasamıza ve yasalarımıza karşı yürütmüş olduğu siyasi eylemlere karşı söz söyleme!
Hadi canım sizde!
Anayasamızda ve yasalarımızda belirtilmiş ve Türk Milletinin onayından geçmiş hususları uyuyan halkımıza ve ihanet içindeki hainlerimize anlatmak ne zamandan beri eski hastalığın devamı oluyor, Hüseyin Bey?
         Hürriyet gazetesinin 10 Ekim 2003 ve 25 Şubat 2004 sayılı nüshalarındaki beyanatınızı hatırladınız mı Sayın Hüseyin Bey?
Bizler unutmadık ta. Hatırlatayım.      
Siz Türkiye Cumhuriyetinin Milli Eğitim Bakanı olmadan olsa bile, dilimizi, dinimizi ve vatanımızı bölme uğraşı vermiş ve akıl hastanesine yatırılmış, bir Şizofrenik kişiden nasıl övgü ile söz etmiştiniz Sayın Bayım?
Yönetmelikten Atatürk’ün ışıklı yolunu Bakan olarak nasıl çıkardınız Sayın Bayım?
         “ATATÜRK İLKELERİ OFF OLDU” “Garip yönetmelik”
         “Milli Eğitim bakanlığı yurtdışı teşkilatında görevlendirilecekler hakkındaki yönetmeliği değiştirdi. Kişilerde aranılacak özellikler arasından ”Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık, laiklik, çağdaş, demokratik davranış” çıkarıldı.”
         “Milli Eğitim bakanı Hüseyin Çelik Milli Eğitim bakanı olmadan önce, 1995 yılında Uluslar arası Bediüzzaman sempozyumunda ilginç açıklamalarda bulundu:
         “Cumhuriyetin başında Bediüzzaman dinlenseydi, bugün ülkenin durumu şüphe yok ki böyle olmazdı… Doğuluların Kürtçü, Batılıların da Türkçü olmamalarını beklemek iyimserlik olur!”
         Demek ki, sizlere göre bu ülke dertlerinin çözümünde; hainlere konuşma, askerlere de ölmek mi düşüyor, Sayın Bayım!
           

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi