27 Mart 2010 Cumartesi

52- ASKERİN KULLUĞU VE BÜYÜKLÜĞÜ

OSMAN TÜRKOĞUZ

İzmir, 18 Mart 2009

52- ASKERİN KULLUĞU VE BÜYÜKLÜĞÜ!

“Türk askeri, dünyada hiçbir askerin yüreği, senin yüreğin kadar temiz değildir.” Mareşal Gazi Mustafa Kemal.

“Türk Askeri, komutanlarına, peygamberlerine bağlı

Olduğu gibi bağlıdır.”

Anastasios Papulas, Yunanlı Başkomutanı.

MEHMETÇİK, TÜRK ASKERİ.

1976 senesinin en soğuk bir kış günüydü; Nusaybin’de konuşlanmış bulunan 1’inci Seyyar jandarma Tabur komutan Vekil J. Önyüzbaşı Sayın Orhan Çağlargil, telefonla aradı; sesi, gayetle muzipçeydi:

“-Sayın Komutanım; dedi, bu akşam bir programınız yoksa sizi, akşam yemeğine davet etmek istiyoruz.”

“-Hayrola, bayrama da daha çok vakit yok mu?” diye takıldığımda:

“-Bir Fransız Tır Şoförü, sizi de görmek ve sizinle de tanışmak ve eğer uygun görürseniz, size bazı şeyler de anlatmak istiyor” dedi.

Tabur’un gazinosunda buluşmaya karar verdik.

Bölük Komutanları, her günkü gibi, tam teçhizat, Alay Komutanına günlük raporlarını vereceklerdi. Seyyar jandarma’da komutanlık yapan görevliler de, erler gibi, tam teçhizatlı olarak göreve çıkarlardı. Erlerden farklı olarak Alay ve Tabur komutanlarında gece görüş dürbünü vardı.

Akşam, hava karardığında; Tabur gazinosuna vardım. Bölük Komutanları, kıdem sırasına göre, günlük tekmillerini verdiler ve görevlerinin başına döndüler.

Gazinonun bir köşesinden, bu durumu izleyen Fransız Tır Şoförünün yüzünde güller açmaktaydı.

O da, bir Türk Askeri gibi, karşımda, hazır ola geçerek:

“-Komuta etmekte olduğunuz Alayınızla ve sizlerle tanışmaktan büyük bir onur duydum. Yaz ve kış, her mevsim, buralardan Suriye’ye geçmekteyim. Türk sınırını geçtiğimi, gördüğüm askerlerin davranış farklılıklarından ve disiplin anlayış ve uygulamalarından fark ediyorum. Karda, kışta, yağmurda ve çamurda, SİZİN ASKERLERİNİZİN DEĞİŞMEYEN DAVRANIŞLARI, BENİ DERİNDEN ETKİLEDİ.

Bir Fransız Alayına, sizin Alayınızın görevini verselerdi; silahlarını bırakır, kaçarlardı. Sizdeki görev bilinci, hiç değişmeden, aynen sürdürülüyor

Yalınız; izninizle, gümrük görevlilerinden ve trafik görevlilerinizden şikâyetlerim var. Sizin, orduda sağladığınız bu disiplinli düzen, diğer kurumlarda niçin sağlanamıyor?” dedi.

Daha başka şeyler söyleyecekti belki de; bir telsiz anonsu bu konuşmayı kesintiye uğrattı. ”DEMİR TEPE KARAKOLUNDA, GİRİŞ YAPMAK İSTEYENLERLE SİLAHLI ÇATIŞMA, MERMİ İSABETİYLE, PARMAĞI KOPMUŞ ASKER, TEDAVİYE GELMEK İSTEMİYORMUŞ. ORTA PARMAĞIMLA DAHA İYİ ATEŞ EDİYORUM” diyormuş. 1

Fransız vatandaşı, bu durumu öğrendiğinde, ”OH! LA, LALA”, DİYEREK DÖVÜNMEYE BAŞLADI.

Daha sonra; Fransız Jandarma Subay Okuluna öğrenim için giden Sayın Orhan Çağlargil’i, Paris hava limanında karşılayarak, evinde konuk ettiydi.

Napolyon’un yüzbaşılarından; 1812 Moskova seferine de katılmış olan asilzade Yzb. Alfret de Vinğny’nin ünlü eserini unutamıyorum.

Senelerce, senelerce önce okumuştum: ASKERİN KULLUĞU VE BÜYÜKLÜĞÜ.

“Bir asker, eli kanlı bir diktatöre hizmet ediyorsa; O ASKER KULDUR. Bir asker, halkına, ulusuna hizmet ediyorsa, O ASKER BÜYÜKTÜR.”

Bu büyük asker ve çok büyük yazar; yirminci asırdaki orduları tanımlamış.

A- SSCB’LİĞİNİN ordusu; komünist partisine, doğrudan doğruya Parti genel sekreteri J. Stalin’e bağlıydı ve onun emirlerini itirazsız infaz ederdi. Mayıs1938 Moskova düzmece yargılamalar sonucunda:

-3 mareşal,

-13orgeneral,

-210 general,

-208 Amiral,

-30,000 Subay kurşuna dizilmişti.

B- Almanya’da Nazi Partisinin ve dolayısı ile Hitlerin emrine giren Alman ordusu, 6.000.000 Milyon Yahudi’yi fırınlamış ve kurşuna dizmişti. Hitlerin delicesine verdiği emirlere körü, körüne uyarak, dünyayı ve Almanya’yı kana boyamış, 60.000.000 insanın ölümüne neden olmuştu.

C- Benito Mussolini delisinin emrine uyan İtalyan ordusu; Roma imparatorluğunu yeniden canlandırmak isterken;

-Arnavutluğa yenilmiş,

-Yunanistan’a yenilmiş,

-Habeşistan’a yenilmiş,

-Afrika’da yenilmiş; KENDİSİNİ DE REZİL ETMİŞTİ.

D- Enver Paşa’nın kaprislerinin emrine giren Osmanlı ordusu da koskoca bir İmparatorluğun yitirilmesine neden olmuştu.

Mareşal Gaz Mustafa Kemal’in emirleri doğrultusunda; TÜRK MİLLETİ’NİN EMRİNE VE HİZMETİNE GİREN TÜRK ORDUSU DA; RUHUNDAKİ CEVHERİ ORTAYA KOYARAK DÜNYAYA ÖRNEK OLMUŞTUR.

BUGÜNKİ ASKERLER, Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in askerleridir.

Bendeniz; TÜRK ASKERİNİN RUH ZENGİNLİĞİNİ, RUHUMDA DUYARAK, ONLARA LÂYIK OLMASA DA, ŞİİRLEŞTİRMİŞTİM.

İFTİRALARLA DOLU GÜNÜMÜZDE; bu üç şiirimi, BÜTÜN TÜRK ASKERLERİNE ARMAĞAN EDİYORUM.

SINIRLARDA MEHMEDİM.

Yüreğini yastık yapmışta arkasına,

Gözleri, ellerinde dürbün;

Yağmurla, rüzgârla, karla beraber,

Gecelerin arkasında,

Mevzidedir, benim MEHMEDİM.

Kaçakçı kurşunları gelir ziyaretine;

Katık yapar da kuru ekmeğine,

Ulusunun tüm sevgisini katar.

Geceler boyu sınırdadır MEHMEDİM,

Ayla beraber,

Güneşle yatağına yatar…

Silah sesleri böler geceyi,

Bazen üçe, bazen de dörde.

Kırk milyon olurda MEHMEDİM

Öyle vurulur, öyle ölür,

Öyle düşer, düşerse derde…

Ne bir Ana bulunur,

Ne de bir Bacı yanında.

Kırk milyon Türk uyur,

Mışıl, mışıl

MEHMEDİNİN ardında.

Vurulur MEHMEDİM,

Kış ortasında, yaz ortasında.

Vurulu, vurulur MEHMEDİM,

Yıldızların ve Ayın tanığında,

GECELER AYDINLANIR KANINDA,

TOPRAK VATAN OLUR CANINDA…

Bir sigara gibi tüttürür,

Upuzun kış gecelerini.

Yalınızdık ta çekilir mi hiç,

Kar olmasa, yağmur olmasa;

Kaçakçı kurşunları da olmasa.

Tespih yaparda MEHMEDİM,

Sabır, sabır çeker, ya teskeresini,

Ya da izinini.

Vurulur ölür MEHMEDİM,

Bazen gecenin ortasında.

BİLİR AMA MEHMEDİM, BİLİR,

KIRK MİLYON TÜRK UYUR GECELERİ,

MIŞIL, MIŞIL,

Uykusuz MEHMEDİMİN ARKASINDA.

Su uyur,

Taş uyur,

Düşman uyur da,

UYUMAZ SINIRLARDA BENİM MEHMEDİM…

Yâr mektupları sarar

Sigara diye, içer, içer de,

Hasret giderir.

VURULUR, ÖLÜR DE BENİM MEHMEDİM,

AK GÜVERCİNLER GİBİ RUHUNU,

SELAM, SELAM, SELAM DİYEREK,

ULUSUNA GÖNDERİR. 23Ocak.1976 Kızıltepe.

MEHMETÇİK

Çağları değiştiren, yüreğindeki kandır,

Zaferleri kazandıran ruhundaki imandır.

Hangi görevi alsan, ölür dönmezsin geri,

Sen, çağların en yiğit, en yürekli askeri

SANCAĞINDIR ELİNDE, ATATÜRK’ÜN İLKESİ,

ÖLÜMSÜZDÜR SAYENDE, TÜRK’ÜN ŞANLI ÜLKESİ,

Yolunu aydınlatan, senin ölmez ATANDIR,

Uğrunda öldüğün şey, ölümsüz bu VATANDIR.

Her çağda öndesin sen, yiğitlikte, mertlikte,

Senin ölümsüz Pirin, Malazgirt’te yatandır.

SANCAĞINDIR ELİNDE, ATATÜRK’ÜN İLKESİ,

ÖLÜMSÜZDÜR SAYENDE, TÜRK’ÜN ŞANLI ÜLKESİ.

Yiğitlik destanlaşır, senin yiğit özünde,

Şüphe yok, yalan da yok, verilmiş her sözünde;

Sen en kutsal varlıksın, ulusunun gözünde,

SANCAĞINDIR ELİNDE, ATATÜRK’ÜN İLKESİ,

ÖLÜMSÜZDÜR SAYENDE, TÜRK’ÜN ŞANLI ÜLKESİ.

Sırpsındığı, Kosova, Sakarya, Dumlupınar,

Her meydan savaşında, senin ölmez adın var.

Ortaasya’dan çıkıp, Manş Denizine kadar,

Her kıta’da adın var, her destan’da yâdın var.

SANCAĞINDIR ELİNDE, ATATÜRK’ÜN İLKESİ,

ÖLÜMSÜZDÜR SAYENDE, TÜRK’ÜN ŞANLI İLKESİ.

FEDAKÂRLIK KANINDA, ATALARDAN MİRASTIR,

ÜLKENE CAN BAĞIŞIN YALNIZCA SANA HASTIR.

SANA DÜŞMAN GÜÇLERİN, KADERİ DERTTİR VE YASTIR;

İTAAT BAYRAK GİBİ, ELİNDE TEK MİRASTIR.

SANCAĞINDIR ELİNDE, ATATÜRK’ÜN İLKESİ,

ÖLÜMSÜZDÜR SAYENDE, TÜRK’ÜN ŞANLI ÜLKESİ.15Ağustos.1984,

ATATÜRK JANDARMASI.

Anafartalar senin, Conkbayırları senin,

Namususun ulusun, namususun ülkemin.

Tarihlerde şan senin, zaferlerde kan senin,

Namusluya dostsun sen, kötüye kelepçesin.

ÜLKEM SENİNLE MUTLU, ULUS SENLE İLERİ,

MEŞALDİR GÖNLÜNDE, ATATÜRK İLKELERİ…

Kanun, nizam yolunda nice şehitlerin var,

Barışa egemensin, savaşlarda adın var.

Anafarta’dan çıkıp, Beşparmaklara kadar,

Kanınla çizilmiştir, bu kutsal haritalar.

ÜLKEM SENİNLE MUTLU, ULUS SENLE İLERİ,

MEŞALENDİR GÖNLÜNDE, ATATÜRK İLKELERİ…

Sınırlara dikmişsin bedenden kaleleri,

Kitabında durmak yok, ileri, hep ileri.

Siz destan varlıkları, ATATÜRK’ÜN ERLERİ,

ÜLKEM SİZİNLE MUTLU, ULUS SİZLE İLERİ,

MEŞALENDİR GÖNLÜNDE, ATATÜRK İLKELERİ…

Nöbetin var denizde, ovalarda ve dağda,

Barışta savaşın var, kötülerle her çağda.

VATAN, MİLLET DENİNCE, IRMAKLAR GİBİ ÇAĞLA,

KİTABINDA DURMAK YOK, İLERİ, HEP İLERİ.

ÜLKEM SENİNLE MUTLU, ULUS SENLE İLERİ,

MEŞALENDİR GÖNLÜNDE, ATATÜRK İLKELERİ.

15Ağustos.1984.Konya.

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir,18,Mart.2009

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi