27 Haziran 2012 Çarşamba

753/BLÖFÇÜ KUMARBAZ VE BLÖFÇÜ TAŞERON HEP YENİLİR!

            OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         Çeşmealtı;27 Haziran 2012.
BLÖFÇÜ KUMARBAZ VE BLÖFÇÜ TAŞERON
         SÜREKLİ YENİLİR!
         Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst kademesi sürekli Blöfle bugünlere ve Hasdal’a geldiler.Teröre,Atatürk,Çağa ve Cumhuriyet düşmanlarına Blöfle karşı çıktılar.Atatürk düşmanlarına blöfle karşı koydular.Yasal yetkilerin gerisinesığınarak,aleyhlerine dosyalar düzenlenenleri gözlerinin yaşlarına bakmadanBlöf için harcadılar.Zamanın Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sayın Mehmet Buyruk;14 Nisan 1985 tarihinde Konya Jandarma Bölge Komutanlığında icra edilen Plan tatbikatını şereflendirmişti.Ve şöyle buyurmuştu:
         “Elimizde yasal imkân varken bunu kullanalım. İstemediğiniz subay ve astsubaylar varsa, hemen teklif edin, kayıtlarını silelim:” Ordonat Bölük Komutanı Ord. Yzb. Sayın İ.Y’NİN emekliliğine çok kısa bir zaman kaldığı halde, hemen kaydı silinmişti.
         TSK’DAN kaydı silinenler de karşı cephedeki yerlerini almışlardı.Filler,hortumlarına ve ağırlıklarına güvenerek toprağın üstünde dans ederlerken karıncalar toprağın altını kazmışlardı.Haksızlığa uğramış olma ve mağdur edilme edebiyatı da işletilmişti.27 Mayıs 1960’ta da aynı hatalar işlenmişlerdi.TSK’DAN ve Üniversitelerden çok sayıdaki görevli emekli edilmişti.Eminsucular ve 1402’likler ülkemizin başını çok ağrıtmıştı.
         Sayın Recep Tayip Erdoğan Beyimiz de en usta olduğunu övünerek yaydığı bir dönemde Blöfe sığınmıştı.Blöfle ve uydurma suç dosyaları ile hadım ettiği TSK ile dünyayı korkutmaya kalkmıştı.”Bir ordunun kudreti komuta heyetinin gücü ile ölçülürü” de hiçe saymıştı.Delikten aşağıya süpürülmemek için Amerikan ve Batı emperyalizminin taşeronluğuna soyunmuştu.İsrail karşısında bir hiç oldukları çok kere kanıtlanan Araplara arka çıkmıştı.Mavi Marmara rezaleti unutulmadan BOP Başkanı gibi davranmaya başlamıştı.Arap âlemine Laik bir anayasa modeli önerirken,kendi ülkemizin laik sistemine düşman kesilmişti.68 yetenekli komutanını tutuklattığı TSK ile blöfe kalkışmıştı.İki Genç Hava subayımızı da Batılılar için feda etmekten çekinmemişti.Suriye’nin gerisinde,Çin,Rusya ve İran olduğu gerçeğini de görememişti. Barak Obama’nın seçim şokunu da hesaba katmamıştı.Lazkiye Limanındaki üç Rus savaş gemisinin gücünü de hiçe saymak gafletinde bulunmuştur.
         Aşağıdaki yazı,”Türkiye Cumhuriyetinin iç ve dış politikaları” adlı yazımdan alınmıştır.
       “Atatürk, günümüzün en büyük lideridir. Her tarafı düşmanla çevrili, yıkık bir imparatorluktan,   yepyeni bir cumhuriyet yarattı. En önemlisi; sınırlarında hiçbir düşman ülke bırakmadı,  dost devletlerle çevrili bir Türkiye bıraktı.”
Mustafa Kemal’in ölümü üzerine.Javaharlal  Nehru’nun, tutuklu bulunduğu ceza evinden, Kızı İndire Gandi’ye yazdığı mektup.
“Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur!”Gazi Mustafa Kemal
“Benim milletimden istediğim yegâne şey; başının üstüne çıkardığı insanların kanındaki ve ruhundaki cevheri araştırmaktan bir an olsun vazgeçmesinler.”Gazi Mustafa kemal.
Bu yazımı yeniden ve yeniden okumakta yarar ummaktayım! Ama, yine de sizler bilirsiniz!Kösem koyunun ardından giden sürüye sözüm yok!PS:1946 senesinde;Kösem koyunun arkasında üçyüz koyunu uçuruma atlayan vatandaşa Türkiye Büyük Millet Meclisi yardım etmişti.Çobanının ardından ısrarla gitmek isteyen beleşçiler; 19,500TL.Maaş için Vekillerine yardım etmedeler!”
“PRATİK UYGULAMALAR.”
            “Balıkesirli Onbaşı Musa,  askerliğini Kuşadası’nda yapmaktadır. Sahil gözetleme nöbeti kendisine geldiğinde,  Hoçkis Otomatik tüfeğini alarak, gözetleme yerinde mevzi’e girer. Türk kara sularına girmiş olan İngiliz savaş gemisinden indirilen bir filika, içi İngiliz askerleri ile dolu olarak, kıyıya doğru gelmektedir. Onbaşı Musa, filika’nın üzerinden, uyarı ateşi açar. Filikadaki İngiliz askerleri, uyarı Ateşi’ne aldırış etmeden, kıyıya yaklaşırlar.
Onbaşı Musa, filika’ya ateş açar. Bir İngiliz Subayı vurulup ölür. Yaralananlarda vardır. İngilizler, politik atağa kalkarlar. Onbaşı Musa’nın derhal cezalandırılmasını isterler.
Çok iyi derecede Fransızca bilen Dilâver Argun Bey, Kuşadası Kaymakamı’dır. İngilizlerle bağlantı’yı o sağlamaktadır. Durumun önemi nedeniyle, Başbakan İsmet İnönü ile telefon bağlantısı kurulur. Cumhurbaşkanı ATATÜRK’E bilgi verilir.
Kaymakam Dilâver Bey kanalı ile İngilizlere şu bilgi verilir: ”Kara sularımıza giren ve kıyılarımıza izinsiz olarak çıkmak isteyen, uyarı ateşimize de aldırış etmeyen askerlerinizin bu davranışlarına karşı yapılan bu yasal müdahale’de suç unsuru bulunmadığından, Onbaşı Musa’nın cezalandırılmasına gerek görülmemiştir.”
           Cenazeleri’nin kendilerine teslimini isteyen İngilizlere, Ankara’dan şöyle bir yanıt gelmiştir: ”Subayınızın cenazesi, olay yerine bir Türk Savaş Gemisi geldikten sonra, törenle teslim edilecektir. ”Ertesi günü, Türk Savaş Gemisi olay yerine gelir, İngiliz Subayı’nın cesedi törenle İngilizlere teslim edilir. İngilizler, cenazelerini alarak ve süngülerini Onbaşı Musa’nın önünde düşürerek çekilip giderler.
02,Ekim,1992 tarihinde, EGE DENİZİ’NDE, Nato’nun Kararlılık Gösterisi–92 tatbikatı yapılmaktadır. Türk Donanması’na ait Savaş Gemilerimizde bu tatbikata katılmıştı. Bu tatbikatta, gerçek mühimmat kullanılmayacaktı. TCG. Muavenet Muhribimizin tüm personeli uyanık ve görev başındaydı.
Gece yarısı; Amerikan Donanması’na ait Saratoga uçak gemisinden fırlatılan iki adet Sea Sparrow füzesi, Muavenet’in kaptan köprüsünde patlamıştır. Gemi Komutanı ve beş Türk Askeri şehit olmuştur.
Deniz Teğmeni KILIÇ, hala yaralarının acısını ve sıkıntısını yaşamaktadır. Olayın bir kaza eseri meydana geldiği savunmasını, yalınız korkaklar ve iktidara sevdalı olanlar kabul edebilirler.
ABD. Türk donanmasına, KNOKS tipi, HURDA savaş gemilerini vermek istemektedir. Türk Donanması’na, Alman yapımı savaş gemileri katılmıştır. Bir yağcılık gösterisi olarak Turgut adı verilen; yoğun tenkit üzerine adı TURGUR REİS’E dönüştürülen Donanmamızın Amiral Gemisi, ülkemizin gururu olmuştu.
Amerikalılar, bu durumu politikalarına uygun görememişlerdi. Amerika’da Başkanlık seçimleri yaklaşmıştı. G. Buch’un Ermeni ve Rum oylarını garantiye alması için Türkleri küçük düşürecek bir olay gerçekleştirmesi gerekliydi.
Muavenet Muhribi,1942 yapımıydı, donanmamıza 1972 yılında katılmıştı. Amerikalıların Türkiye’ye verdiği savaş gemileri, genellikle1942 yapımı eski gemilerdi. Beş Yiğit denizcimiz ile Donanmamızın bir efsane adı, Amerikan politikasına kurban edilmiştir.
Türk Deniz Kuvvetlerinde; bu üçüncü Muavenet gemisiydi. İlk MUAVENET’İ MİLLİYE Gambotumuz, Morta koyunda demirli bulunan İngilizlerin GOLİYAT adlı savaş gemisini torpilleyerek batırmıştı. Bu, Muavenet Muhribimizin vurulması ve Çoban Davut’un sapan taşı ile öldürdüğü Dev Golyat’ın öldürülmesinin karşılığıydı
Kara’da silahı kullanan kişi onu kullanma sorumluluğunu taşır. Hava’da uçağı kullanan pilot, ateş etme sorumluluğun taşır. Deniz Kuvvetlerinde bu, böylesine kolay ve pratik değildir. Savaş gemileri seyir halindeyken bütün silahlar sıfırlanır, namluları aşağıya indirilir. Tatbikat’ta, durum buna benzemekle birlikte, çok daha güvenli bir sistem devreye sokulur. Ateşleme emri verildiğinde, ÜÇ GÜVENLİK SİSTEMİ devreye girer.
              Cumhuriyetin onuncu yılı kutlamaları, tüm yurtta ve dış temsilciliklerimizde coşku ile kutlanmıştı. Ankara’da, Hipodrom’da yapılan tören çok görkemli olmuştu.
            SSCB. DEN Mareşal KLEMENTİ Varaşilof’ta şeref locasındaydı. SSCBİRLİĞİNİN bağış olarak verdiği (450) adet ZİS marka, Rus yapımı askeri araçlarda tören geçişine iştirak etmişti…”

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi