TC.
OSMAN
TÜRKOĞUZ
Osmanturkoguz@gmail.com
TV.
Çeşmealtı,17 Eylül 2015.
KAÇ—AK
SARAYDA yapılan toplantılar ve devlet kesesinden verilen ziyafetler, bana 1959
senesinde, Devlet Tiyatrosunda seyrettiğim, TANRI DAĞI ZİYAFETİ adlı bir oyunu
hatırlattı. Orada bir oyuna getirilen bakanlar, can derdine düşerek
köpekliklerini sergilemişlerdi. Burada, verilen Beleş yemeklerle özgür iradeler
yalakalaştırılmaya yöneliktir. İşin ilginç yanı da, Sayın RTE’NİN eski
YALAKALARI, ZİYAFET SOFRASININ DIŞINDA ÖTMEYE BAŞLAMIŞLARDIR. Neden
köpekliklerinden söz ettiğimi açıklamalıyım:19’uncu asırda İngiltere’nin
Staffordshire bölgesinde, çeşitli köpek ırkları çiftleştirilerek yapay olarak
PİTBULL adı verilen saldırgan bir köpek cinsi üretilmiştir. BU KÖPEKLERDE
İnsanlara saldırarak parçalamak içgüdüsel bir haldedir. Belirli bir yaştan
sonra da sahibini de parçalamaktadır. Ülkemizde bu cins köpeklerin üretimi ve
ticareti bir yasa ile yasaklanmıştır. Buna karşın, sahibinin emri üzerine
insanlara saldıran demokrasi köpekleri, sonunda da sahibine bile saldırmaktadır.
Meselenin encamı böyledir.
“ ZAFERİN BABASI ÇOKTUR YENİLGİ, KİMSESİZ BOYNU BÜKÜK BİR
YETİMDİR!
Napolyon
Bonapart.(1769-1821).
Bülent Arınç: AK Parti'nin Kuruluşunda 'Biz'dik, Şimdi 'Ben' Olduk?!Başbakan eski Yardımcısı Bülent
Arınç'tan AK Parti'nin şu anki durumuyla ilgili bomba bir eleştiri geldi.
Arınç, "AK Parti'nin kuruluşunda 'biz'dik, şimdi 'ben' olduk?!" Dedi. 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün
twitter hesabından flaş tweetler atıldı. "Hatamızı kabûl edelim ve yüce
Yaradan'dan affedilmeyi dileyelim. Biz, maneviyatı siyasete âlet etmekle,
düzeltilmesi zor bir hata yaptık" şeklinde tweetler atılan hesabın
hacklendiği anlaşıldı.” Abdullah Gül.Huber Köşkünde beleşten konuk?!Medya’ya yalan saldırılar
yanlış!?””GEZİ OLAYLARI DARBE GİRİŞİMİ DEĞİL?!
Günah çıkartma Sayın Gül?!1993 senesinde bir İngiliz
gazetecisine,Refah partisi milletvekili olarak verdiğiniz söylemi
unutmadık:”Dağlara ve taşlara ne mutlu Türk’üm diyene basitliğini
yazdılar?!Türk düşmanı papanın heykelinin önünde attığınız imzayı da unutmadık.Gezi
olaylarında neden tavır alamadınız?Siz,tarihimize,TÜRKLÜK DÜŞMANI ve Recep Tayyip Erdoğan’ın noteri olarak
geçtiniz.
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan,
"Boğaziçi Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı C20 (Civil20-Sivil Toplum
20) Zirvesi'nin ikinci gününde konuştu. Babacan, 13 yılı devlet tarafında
geçirdikten sonra 13 gündür daha liberal bir pozisyonda görüşlerini ifade
edebileceğini söyledi.
"KALİTESİZ
BÜYÜME GÖRDÜK"
"Küresel büyümenin krizden sonra
yavaş, yavaş başladığını görmüştük, ama büyümenin kalitesine dair sorunlar
vardı. Büyüme kapsayıcı değildi. Büyüme, yapısal reformlardan değil, parasal
genişlemeden geliyordu. Özellikle parasal tarafta yeteri kadar yatırıma dikkat
gösterilmiyordu. Bu yüzden kapsayıcılık, inovasyon ve uygulamayı söyledik.
"BÜYÜME
PARAYLA DEĞİL İSTİHDAMLA OLUR"
Uygulama, yapısal olan taraf... Pek
çok ülkenin buna ihtiyacı var. Yatırım dediğimizde ise şirketler için altyapı
ve yatırım ortamının geliştirilmesi söz konusu. Çünkü istihdamı oluşturacak
olan günün sonunda özel sektörün yatırımlarıdır. Genel kanaatin aksine kamu
yatırımları o kadar büyük istihdam oluşturmuyor."
KADINLAR DAHA
ÇOK ÇALIŞMAYA BAŞLADI
Babacan, Türkiye'de 4-5 yıl öncesinde
iş gücüne katılım erkeklerde yüzde 70, kadınlarda yüzde 30 iken, son 3 yılda iş
gücüne ilk kez katılanların yüzde 54'ünün ve yeni işe girenlerin yarıdan
fazlasının kadın olduğunu kaydetti.”Yazılı basından.
“İngiliz Memet te kıvırtmaya başlamıştır?!
İngiltere’deki çok
yüksek maaşından ve dahi İngilizler aleyhine eylem yapmama yemininden vaz
geçerek ülkemize gelerek Maliye Bakanı olan İngiliz Memet lakaplı Kürt kökenli
Türk vatandaşı Mehmet Şimşek Bey,İngiliz eşini boşayarak evlendiği Türk eşinden
ikiz çocuk sahibi olmuştur.Babalar gibi Devlet mallarını satan gibi dışlandığını görünce o da ötmeye
başlamıştır.Demek ki saldırma sırası sahiplerine de gelmektedir:Le Voile:”EKONOMİDE
AVRUPA’NIN 125 YIL GERİSİNE DÜŞTÜK.AKP’NİN MALİYE BAKANI’NDAN 125 YIL İTİRAFI.10
YILDA 90 YILGERİ GİTTİK?!
MEHMET METİNER’DEN HEZEYANLAR:
NASIL Kİ BÜLENT ARINÇ İÇİMİZDE GİZLENEN PARELELCİ
İSE,BEŞİR ATALAY DA PARTİMİZİ BÖLMEK İSTEYENLERİN SÖZCÜSÜDÜR.İKİSİ DE İSTİFA
ETMELDİRİ.KEFENİMİZİ GİYDİK,SON PEYGAMBERİMİZİ GEREKİRSE KILIÇLA
SAVUNACAĞIZ.HODRİ MEYDAN DİYORUZ FETHULLAH GÜLEN VE ONUN KUYRUĞU OLAN
VEKİLLERİMİZE?!
Bak oğlum Dangalak
Mehmet;kılıç çeken kılıçla ölür.Hiç bir insan muharebeye kefen giyerek
gitmemiştir.Vatan için canlarını veren şehitler de kefensiz gömülürler.AAİKTİDARDA
OLAN SİZSİNİZ.BIRAKALIM ŞU PARALEL DEVLET MASALINI.”NE İSTEDİNİZ DE
VERMEDİK?!Ne dediniz de yapmadık?!”Sözü,Allah mertebesine çıkardığınız Bay
Recebinize ait.Şimdi kalkıp ta masal anlatmayalım.Sizler,ne Allah’a ne de dine
inananlardansınız.Sizin için önemli olan iktidarda kalabilmektir.Bunun için de
tüm kutsal değerlerimiz sizin için
masaldır.Sonunuz,dini ve
allahı kullananlar gibi tarihin lâğım çukuruna düşmektir.
AKP’DEN İHANET İTİRAFLARI:”PARTİ
YÖNETİMİNE SEÇİLEN Ensarioğlu,açılım sürecinde pkk’ya nasıl hoşgörülü
davranıldığını itiraf etti:PKK’LILARçözüm sürecinde adeta parelel devlet
kurdu.Vergi topladı,kimlik
sordu,bağladı. hkemeler kurdu.Herkezi haraca bağladı.Devlet toleranslı
davrandı?
Dikkatlerinize sunacağımfarklı iki özellik var:
Diktatörün Şımarık kızı,Babasının Hasım sayarak hapsettiği
General Erhan’ın oğluna âşıktır.Babası da Amerikan hayranıdır ve umudunu
Amerikaya bağlamıştır.KAÇ—AK sarayda yaşayan BAŞKANLIK SEVDALISI DA umudunu Amerikaya bağlamış ola,Türk ve
Türklük düşmanı bir Amerikan
hayranıdır.Kızı da aynen babası gibidir.Ağzıyla fetvalar düenlemekte,Amerika’da
yaşamaktadır.
Tanrı
Dağı Ziyafeti - Reşat Nuri Güntekin .
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
26 Kasım 1889 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Doktor Nuri Bey’dir. Önce Çanakkale okuyan Güntekin daha sonra İzmir’de Frerler mektebine devam etti.
Reşat Nuri,1912 yılında İstanbul Darülfünunu Edebiyat Şubesini bitirdikten sonra liselerde edebiyat, Fransızca ve felsefe okuttu. 1931 ve 1943 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu.
1939 ve 1943 yılları döneminde Çanakkale milletvekilliği yaptıktan sonra 1947’de başmüfettişlik ve 1954’de Paris kültür ataşeliği yaptı.
Reşat Nuri Güntekin, hikâye, roman, gezi notları, oyun, mizah yazıları ve çeşitli konularda makaleler yazdı.
Bazı Romanları: Harabelerin Çiçeği, Gizli El, Çalıkuşu/Başkomutan Mareşal gazi Mustafa Kemal, BÜYÜK TAARRUZ GECESİ, BU KİTABI OKUMUŞTUR! Ostüzü. Dudaktan Kalbe, Damga, Akşam Güneşi.
Bazı Hikâyeleri: Gençlik ve Güzellik, Recm, Roçild, Eski Ahbab, Sönmüş Yıldızlar
Bazı Oyunları: Gönül Veya İnhidam, Babür Şah’ın Seccadesi, Hançer, Asker Dönüşü.”
KİTABIN KONUSU:
Kitapta, Ortaasya’da Karkum cumhuriyetinde bir diktatörün etrafındaki insanların tanımak için yaptığı bir oyun anlatılmaktadır.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
26 Kasım 1889 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Doktor Nuri Bey’dir. Önce Çanakkale okuyan Güntekin daha sonra İzmir’de Frerler mektebine devam etti.
Reşat Nuri,1912 yılında İstanbul Darülfünunu Edebiyat Şubesini bitirdikten sonra liselerde edebiyat, Fransızca ve felsefe okuttu. 1931 ve 1943 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu.
1939 ve 1943 yılları döneminde Çanakkale milletvekilliği yaptıktan sonra 1947’de başmüfettişlik ve 1954’de Paris kültür ataşeliği yaptı.
Reşat Nuri Güntekin, hikâye, roman, gezi notları, oyun, mizah yazıları ve çeşitli konularda makaleler yazdı.
Bazı Romanları: Harabelerin Çiçeği, Gizli El, Çalıkuşu/Başkomutan Mareşal gazi Mustafa Kemal, BÜYÜK TAARRUZ GECESİ, BU KİTABI OKUMUŞTUR! Ostüzü. Dudaktan Kalbe, Damga, Akşam Güneşi.
Bazı Hikâyeleri: Gençlik ve Güzellik, Recm, Roçild, Eski Ahbab, Sönmüş Yıldızlar
Bazı Oyunları: Gönül Veya İnhidam, Babür Şah’ın Seccadesi, Hançer, Asker Dönüşü.”
KİTABIN KONUSU:
Kitapta, Ortaasya’da Karkum cumhuriyetinde bir diktatörün etrafındaki insanların tanımak için yaptığı bir oyun anlatılmaktadır.
Tanrı Dağı Ziyafeti,1959 yılı kış
mevsiminde, Ankara’da Devlet Tiyatrosu tarafından sahneye konulmuş, çeşitli
yorumlara da neden olmuştu. Eli kanlı bir despot diktatörün yalaka uşakları onu
göklere çıkartma Yarışına girmişlerdi. Devrimi tek başına Kantamel’in
yaptığını, tüm hainleri yok ederek, memleketi güllük, gülistanlık haline
getirdiğini anlatma yarışına girmişler, kendilerini de diktatör Kantemel’in
yarattığını vurgulamışlardı. Hapiste bulunan muhalif General Erhan’ın hapisten çıkarak,
şehri ele geçirdiği telgrafı okununca da İç İşleri Bakanı ile Milli Savunma Bakanı
General Erhan’ı bertaraf etmek için hizmet kavgasına girişmişlerdi. General
Erhan’ın çok hızlı bir şekilde başkente yaklaştığı haberi üzerine, başkomutan
General Mola, askerlerini toplayarak firar etmiştir. Bu sefer, başbakan ve bakanlar,
doğrudan Başkan Kantemel’e saldırmaya başlamışlar:”Koskoca devleti kaprisin
yüzünden sen yıktın?!Namuslu ve şerefli İmparatorumuzu da sen öldürdün!?”Demeye
başlamışlardır.Son telsiz mesajı da okunmuş,General Erhan’ın saraya girmek
üzere olduğu anlaşılmıştır.Başkan Kantamel,”haydi, Asi General Erhan’a karşı
koyalım!”Dediğin de kimse peşinden gelmemiştir.Başkan odadan dışarı
fırlamış,birkaç el silah sesi duyulmuş ve General Erhan odaya girmiştir.Tüm
bakanlar ve görevliler,”bizleri affet General Erhan,sen çok büyüksün!?Diyerek
ayaklarına kapanmışlardır.Başbakan rolündeki Rahmetli Ragıp Haykır/General Erhan’ın ayaklarına
kapanarak,Başkan Kantamel için yazdığı şiiri,General Erkan’a yazılmış gibi okumaya
başlamıştır:”SEN GÖKLERİN HAKİMİSİN ERHANNN?!
Oynanan oyundan habersiz General Erhan’ın şaşkınlığını, elini
dostça sıkan Kantamel gidermiştir.”Ayaklanma falan yoktur.Dostum General Erhan
da ziyafetimize daveti kabul ederek bizi
onurlandırmıştır!”Deyince;başbakan,”Bizim ne namusuz ve şerefsiz yalaka
olduğumuzu öğrendiniz.İstifa ediyoruz?!Deyince şu tarihi yanıtı
almışlardır:“Sizin namussuz ve şerefsiz olduğunuzu Yirmi senedir
bilmekteyim.İstifa etmenize gerek yoktur?!
Başbakan ve
başka görevliler,Peygamber ve Allah sıfatını?! kullanmamışlardır?!Ben,bu piyesi
seyretmiştim.Ostüzü.
KİTAPÖZETİ: Kitabın özeti, Birinci, İkinci ve Üçüncü telgraflardan sonraki, bakanların sergiledikleri aşağılık durumları anlatmaktan uzaktır. Ben, kitabı bulduğun da bu sahneleri ileteceğime söz vermekteyim.
“Ülkenin diktatörü Kantamel Tanrı dağında bir evde av partisi düzenler. Bu partide diktatörün kızı, karısı, parti başkanı, başvekil, dâhiliye nazırı, doktoru gibi kendi yakınları bulunmaktadır.
Eğlencede diktatörün otuz yıl önce öldürtmek istediği general arkadaşının oğlu da telsizci bir asker olarak bulunmaktadır. Diktatör kızını eğlencede bulunan Amerikan elçisiyle evlendirmeyi düşünmektedir. Fakat kızı elçiyi sevmemektedir. Kızı Ayel çocukluk arkadaşı olan telsizciyi sevmektedir.
Diktatör Kantamel avdan döndüğünde birkaç saat arayla gelmiş üç tane telgraf getirirler. Bu telgraflar seçimle ilgildir. İlk telgrafta yazana göre açılan sandıklara göre parti ikinci sıradadır ve başkentin bazı kısımlarında ayaklanmalar olmuştur, fakat polis asayişi sağlamaktadır. Diktatör telgrafı okuduğu zaman herkez dehşete düşmüştür. Dâhiliye nazırı, vali, başvekil merkez dönmek isterler. Fakat diktatör onlara engel olur. Herkez ikinci telgrafı da okumasını ister. Diktatör ikinci telgrafı da okur. Telgrafa göre ülkenin on ilinde parti ikinci sırada, sadece dört ilde birinci sıradadır. Diktatör telgrafı okuduğu andan itibaren salondakilerin keyfi iyice kaçmıştır. Kimsenin yemek yiyecek hali yoktur. Bazıları diktatöre ufak saygısızlıklar bile yapmıştır. Diktatör nihayet üçüncü telgrafı da okuduğu zaman partisinin kaybetmiş olduğunu ve yeni yönetimdekilerin ihtilal yaptıklarını ve kendilerini öldürmek için yola çıkmış olduklarını öğrenirler. Artık birçoğunun diktatöre saygısı kalmamıştır.
Komutan Mola bir bölük asker ve elçiyle birlikte kaçar. Bu arada harekâtın başında diktatörün yıllar önce affettiği General Erhan’ın olduğunun haberi gelir. Diktatörün yakınları sürekli diktatörü suçlamaktadırlar.PİSBULLAR?!
Herkesin birbiriyle tartıştığı bir anda General Erhan’ın askerlerle birlikte eve iyice yaklaştığı haberi gelir. Diktatör gidip vuruşacağını söyler. Kimse arkasından gelmez. Diktatör dışarı çıktığında birkaç el silah sesi duyulur ve ardından kapı açılır. İçeri önce General Erhan girer. İçeridekiler canlarının bağışlanması ümidiyle; yaşasın General Erhan, yaşasın kurtarıcımız gibi sloganlar atarlar.
General Erhan’ın ardından içeri diktatör girer. Herkez çok şaşırır. Çünkü onun az önce öldüğünü sanırlar.
Diktatör, komutan Mola ve telsizci asker dışında diğerlerinin bilmedikleri bir nokta vardır. Aslında kendi partileri birinci gelmiştir. Öteki parti hiçbir ilde birinci gelmemiştir. General Erhan’sa sadece eski dostunun daveti üzerine gelmiştir. Bütün bu olanları diktatör kendi planlamıştır. İçerdekiler gerçeği öğrendikleri zaman çok utanırlar. Artık diktatör’ün yüzüne bakacak halleri kalmaz. Fakat diktatör onları affeder. Çünkü hayatı boyu bu tür yalakalara alışmıştır. Düzenlediği oyun sayesinde onları daha da yakından tanımış olur.
KİTABIN ANA FİKRİ:
Etrafımızdaki insanları seçerken çok dikkatli olmalıyız. Onların gerçek dost olup olmadıklarına iyice kanaat getirdikten sonra onlarla dostluk kurmalıyız.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRMESİ:
Diktatör: Ülkenin başkanıdır. Siyasetten yorgun düşmüş, iyi yürekli birinsandır.
Ayel: Diktatörün kızıdır. Son derece şımarık biridir.
Komutan Mola: Ülkenin başkomutanıdır. Diktatör’e çok sadıktır.
Parti Reisi: Partinin başkanıdır. Çıkarcı bir insandır.
Telsizci: Genç bir askerdir. Dürüst ve sağlam bir kişiliğe sahiptir.
General Erhan: Diktatör’ün eski arkadaşıdır. Diktatör’ü sevip saygı duymaktadır.”
Fareler gemiyi terke başladılar!DİKKAT/VEBA/ TAUN TEHLİKESİ VARR?!
KİTAPÖZETİ: Kitabın özeti, Birinci, İkinci ve Üçüncü telgraflardan sonraki, bakanların sergiledikleri aşağılık durumları anlatmaktan uzaktır. Ben, kitabı bulduğun da bu sahneleri ileteceğime söz vermekteyim.
“Ülkenin diktatörü Kantamel Tanrı dağında bir evde av partisi düzenler. Bu partide diktatörün kızı, karısı, parti başkanı, başvekil, dâhiliye nazırı, doktoru gibi kendi yakınları bulunmaktadır.
Eğlencede diktatörün otuz yıl önce öldürtmek istediği general arkadaşının oğlu da telsizci bir asker olarak bulunmaktadır. Diktatör kızını eğlencede bulunan Amerikan elçisiyle evlendirmeyi düşünmektedir. Fakat kızı elçiyi sevmemektedir. Kızı Ayel çocukluk arkadaşı olan telsizciyi sevmektedir.
Diktatör Kantamel avdan döndüğünde birkaç saat arayla gelmiş üç tane telgraf getirirler. Bu telgraflar seçimle ilgildir. İlk telgrafta yazana göre açılan sandıklara göre parti ikinci sıradadır ve başkentin bazı kısımlarında ayaklanmalar olmuştur, fakat polis asayişi sağlamaktadır. Diktatör telgrafı okuduğu zaman herkez dehşete düşmüştür. Dâhiliye nazırı, vali, başvekil merkez dönmek isterler. Fakat diktatör onlara engel olur. Herkez ikinci telgrafı da okumasını ister. Diktatör ikinci telgrafı da okur. Telgrafa göre ülkenin on ilinde parti ikinci sırada, sadece dört ilde birinci sıradadır. Diktatör telgrafı okuduğu andan itibaren salondakilerin keyfi iyice kaçmıştır. Kimsenin yemek yiyecek hali yoktur. Bazıları diktatöre ufak saygısızlıklar bile yapmıştır. Diktatör nihayet üçüncü telgrafı da okuduğu zaman partisinin kaybetmiş olduğunu ve yeni yönetimdekilerin ihtilal yaptıklarını ve kendilerini öldürmek için yola çıkmış olduklarını öğrenirler. Artık birçoğunun diktatöre saygısı kalmamıştır.
Komutan Mola bir bölük asker ve elçiyle birlikte kaçar. Bu arada harekâtın başında diktatörün yıllar önce affettiği General Erhan’ın olduğunun haberi gelir. Diktatörün yakınları sürekli diktatörü suçlamaktadırlar.PİSBULLAR?!
Herkesin birbiriyle tartıştığı bir anda General Erhan’ın askerlerle birlikte eve iyice yaklaştığı haberi gelir. Diktatör gidip vuruşacağını söyler. Kimse arkasından gelmez. Diktatör dışarı çıktığında birkaç el silah sesi duyulur ve ardından kapı açılır. İçeri önce General Erhan girer. İçeridekiler canlarının bağışlanması ümidiyle; yaşasın General Erhan, yaşasın kurtarıcımız gibi sloganlar atarlar.
General Erhan’ın ardından içeri diktatör girer. Herkez çok şaşırır. Çünkü onun az önce öldüğünü sanırlar.
Diktatör, komutan Mola ve telsizci asker dışında diğerlerinin bilmedikleri bir nokta vardır. Aslında kendi partileri birinci gelmiştir. Öteki parti hiçbir ilde birinci gelmemiştir. General Erhan’sa sadece eski dostunun daveti üzerine gelmiştir. Bütün bu olanları diktatör kendi planlamıştır. İçerdekiler gerçeği öğrendikleri zaman çok utanırlar. Artık diktatör’ün yüzüne bakacak halleri kalmaz. Fakat diktatör onları affeder. Çünkü hayatı boyu bu tür yalakalara alışmıştır. Düzenlediği oyun sayesinde onları daha da yakından tanımış olur.
KİTABIN ANA FİKRİ:
Etrafımızdaki insanları seçerken çok dikkatli olmalıyız. Onların gerçek dost olup olmadıklarına iyice kanaat getirdikten sonra onlarla dostluk kurmalıyız.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRMESİ:
Diktatör: Ülkenin başkanıdır. Siyasetten yorgun düşmüş, iyi yürekli birinsandır.
Ayel: Diktatörün kızıdır. Son derece şımarık biridir.
Komutan Mola: Ülkenin başkomutanıdır. Diktatör’e çok sadıktır.
Parti Reisi: Partinin başkanıdır. Çıkarcı bir insandır.
Telsizci: Genç bir askerdir. Dürüst ve sağlam bir kişiliğe sahiptir.
General Erhan: Diktatör’ün eski arkadaşıdır. Diktatör’ü sevip saygı duymaktadır.”
Fareler gemiyi terke başladılar!DİKKAT/VEBA/ TAUN TEHLİKESİ VARR?!