29 Mart 2016 Salı

2084/KÖPEKLER ÖNLERİNE KONULAN YİYECEĞE BAKARLAR...


        TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;29 Mart 2016.

BİZLER,ARAP UŞAĞI ÜMMET DEĞİL,DÜNYAYA ÜN SALAN TÜRK ULUSUYUZ.A SOYTARI KÖPEKLERİ?!

                      KÖPEKLER ÖNLERİNE KONULAN YİYECEĞE BAKARLAR!

         SAHİPLERİNİN HIRSIZLIKLARINA BAKMAZLAR.KOMUTLA DA HAVLARLAR?!

                                “AKEPELİLERCOŞTU!”

        “İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan Sempozyum’u düzenlendi. AKEPE Genel Başkan Yardımcısı Ataş,”Erdoğan bu ümmete Allah’ın bir lütfudur,”dedi…..

        “….Oturumda konuşan  AKP Genel Başkan yardımcısı Mustafa Ataş,….Tayyip Erdoğan anlatılmaz,ancak yaşanır.Kelimeler kifayet etmiyor ki anlatalım,nasıl anlatacağız?Cümleler yeterli değil,onun için diyorum yaşamak gerekir,”dedi.Erdoğan’ın ümmetin .milletin sesi ve nefesi olduğunu öne süren Ataş şunları söyledi:Eğer Tayyip Erdoğan olmasaydı milletimizin nefesi kesilecekti.Yeniden nefesi tükenmek üzere olan milletlere,ümmetlere,ülkemize nefes aldırdığı için Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum.Erdoğan anlatılmaz yaşanır..O BU ÜMMETE ALLAH’’IN BİR LÜTFUDUR!?””DHA”.SÖZCÜ GAZETESİ,28 Mart 2016.

        “ALLAH BİR ULUSA YARDIM ETMEYE KARAR VERDİMİ O ULUSA MUSTAFA KEMALLERİ GÖNDERİR!”1938,İranlı bir gazeteci.

        Mustafa Kemal’in ölüm haberini veren Roma’daki bir radyo istasyonun haberi:””ANİBAL,JÜLYÜZ SEZAR,CENGİZ HAN VE NAPOLYON,AYAĞA KALKIN EN BÜYÜĞÜNÜZ GELİYOR!?”

        “TÜRK ULUSUNA ALLAHIN EN BÜYÜK ARMAĞANI ATATÜRKTÜR?!Fidel Castro.

        A. BELÇİKA’DAN GELEN 2009 YILBAŞI TEBRİKİ: 

“ATATÜRK’Ü TÜRK MİLLETİNE TANRI VERDİ. ATATÜRK TE TÜRK MİLLETİNE HER ŞEYİ VERDİ”

TURQUiE, TU DOiS ATATÜRK, A DiEU ET LE RESTE ATATÜRK”

Daniel Doumaulin.

        ATATÜRK’E “Deli nedir ki?”Sorusunu sormuşlar. Önündeki kâğıda şöyle yazmış:

        “İLERİDE HERKESİN KABUL VE TAKDİR EDECEĞİ ŞEYLERİ İLK ORTAYA KOYDUĞU VAKİT  herkes ona deli der?!”Aslında tanımladığı DÂHİLİKTİR?!Büyük Ozanımız Rahmetli Behçet Kemal Çağlar,Mustafa Kemal Atatürk’ü şöyle tanımlamıştı:”MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BİZİM EN BÜYÜK DELİMİZ?!”Tüm Yöneticilerimiz,Tanrının yeryüzünde gölgesi olan PADİŞAHIMIZ VE’L HALİFEMİZ,İNGİLTEREYE DOMALMAYA KARAR VERMİŞKEN,MUSTAFA KEMAL’İN TEK BAŞINA VATANIMIZI,ULUSUMUZU VE ULUSAL ONURUMUZU KURTARMAK İÇİN SAVAŞA ATILMASI DELİLİK DEĞİL DE NEDİR,OL HAİNLERE GÖRE?!Bay Recep Tayyip Erdoğan,TÜRK,TÜRKLÜK VE ÇAĞ DÜŞMANLARI YALAKA  KÖPEKLERE GÖRE” ALLAH’IN BİR LÜTFUDUR.”ALLAH KÖEKLERE LÜTFETMEZ,KEMİK VERECEK BİR SAHİP VERİR.

        Cumhuriyet Bayramlarımızdan birinde,Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatacak sloganları yazarak O’NUN önün koyduklarında,”Atatürk Türk Ulusunun en Büyüğüdür!?Gibi tüm Abartılı yazıları silerek:

        “ATATÜRK BİZDEN BİRİDİR!* Yazmıştır.

        O,altlı-Üstlü iki odalı Bağevinde otururdu, korumasız gezer, halkını her türlü tehlikelere karşı da korurdu. Tüm dünya Liderleri onun ayağına gelirdi, soytarıları kullanmadığı gibi,İSLAM DİNİNİ  VE ALLAH adını kullanarak soytarılık ta etmezdi.O,Çalmazdı ve çaldırmazdı.O,EKSERİ GÜN, KURUFASULYE VE  PİRİNÇ PİLAVI OLMAK ÜZERE GÜNDE İKİ KAP YEMEK YERDİ.O,ANADOLU İHTİLALİ İLE DE TÜM MAZLUM ULUSLARA ÖRNEK OLMUŞTU.Hintli bir Müslüman Şaire göre de:O,İSLAMIN KESKİN KILICIYDI?”

                ATATÜRK BİZLERDEN BİRİDİR.

25 Mart 2016 Cuma

2083/HZ.MUHAMMET SÜNNETÇİ Mİ?


HALİFE ABDÜLAZİZİN SÜNNET ÜZERİNE FERMANI?“                                                                                     Arap tarikçisi Tabari’nin anlatımına göre:”Emevi Halifesi Ömer İbn’i Abdülaziz-Ölümü MS.720-Horasan’ın fethinden sonra; Emevi komutanı El-Cerrah ibn’i Abdullah’a—Ölümü MS.730---şöyle bir öneride bulunur:
 “Eğer, birisi arkanda namaz kılıyorsa, o’nu CİZYE’DEN muaf kıl!”
 “CİZYE; Müslüman egemenliğinde bulunan bir ülkede, Müslüman olmayanlardan alınan KELLE vergisinin adıdır!”
 Daha sonraları, birçok Türk Cizye ödememek için Müslüman olmuştur. Söz sahibi bir Arap; Emevi komutanı Abdullah’a şöyle bir öneri getirmiştir:
 “İnsanlar, sadece CİZYE ödememek için Müslüman oluyorlar! Kanıt olarak sünnetli olmalarını istemelisin!”Bu öneriyi çok beğenen Komutan El-Cerrah, Emevi Halifesine Bağdat’a bu konuda acele bir teklif sunar ve şamar gibi cevabını da hemen alır: Halife Abdülaziz:
 “Tanrı; Hz. Muhammed’i insanları İslam’a çağırması için gönderdi. O’NU sünnetçi olarak göndermedi! Sakın ha”!NİLGÜN, Sünnet, s.55-56.
 Müslüman olmak zorunda bırakılan Türkleri sünnet olmaktan kurtaran Emevi Halifesi Ömer İbn’i Abdülaziz’in fermanı, Abbasi Arap devletinin Halifesi tarafından yok sayıldı ve sünnet olmayan Müslümanlar öldürüldü.Ve Sünnet Müslümanlığın ilk şartı haline getirildi!”Osman Türkoğuz,”Sünnet,Tanrısal Hatayı mı Düzeltmek,Yoksa Vahşeti Yaygınlaştırmak mıdır?!”

24 Mart 2016 Perşembe

2082/İPSİZ DECEP REİS'İN SON ARZUSU!


                  TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV.İZMİR;23 Mart 2016

                  İPSİZ RECEP REİSİN  RUHU!

         Ulusal Kurtuluş Savaşı Kahramanlarımızdan “İPSİZ”LÂKAPLI Rahmetli RECEP REİS,”BEN VATAN İÇİN DÖĞÜŞTÜM, MADALYA İŞÇİN DÖĞÜŞMEDİM?”Diyerek İstiklâl Madalyasını kabul etmediği gibi, kendisine bağlanmış olan 250 Türk Liralık maaşını da Tayyare Cemiyetine bağışlamıştı. Sakarya kenarında kendisine tahsis edilen köyün ALTI DÖNÜMÜNÜ ALMIŞ, GERİSİNİ DE KÖYLÜLERE DAĞITMIŞTI. Ülkemizin içine sürüklendiği son günlerde, morali bozulan ailesi fertleri Rahmetli İpsiz RECEP REİS’İN ruhunu çağırmışlar. Fincanların oynamasını beklerlerken gök gürültüsü bir sesle donakalmışlar:   “BEN, ÇIKAR İPİ İLE VATAN HAİNLERİNE BAĞLI OLMADIĞIMDAN ADIM İDSİZE ÇIKMIŞTI.HEMEN, ÇOK ACELE MEZAR TAŞIMDAKİ RECEP ADINI SİLEREK YERİNE “İPSİZ TÜRK REİS” YAZINIZ.BURADAKİLER DE ADIM NEDENİYLE BENİ ÇOK HIRPALIYORLAR?”FİNCAN KAPATACAĞINIZA MUSTAFA KEMAL’İN YOLUNDAN GİDİN,BENİ DE ARTIK RAHAT BIRAKIN?!”SES KESİLİNCE,ODADAKİLERİN HEPSİDE MEZARLIĞA KOŞMUŞ!*

        

 

23 Mart 2016 Çarşamba

2081/O KADAR DA DEĞİL!


TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV.İZMİR;23 Mart 2016.

                O KADAR DA DEĞİL!?

        Temel bel ağrısından Çıkıkçıya gitmiş;Çıkıkçı balık yağında unu hamur yaparak ısıtıp ,naylon üzerine sererek  Temelin beline bağlamış ve sıkı sıkıya da tembihlemiş:”Bak Temel,bu ilacı günde dört defa yapacaksın,beş gün sonra yine geleceksin.Bel ağrın geçse bile Fadime’den de uzak duracaksın,anladın mı?”Demiş.Temel köyün en üst başında bir ev kiralayarak hemencecik oraya taşınmış?!Rahatsızlığımı,Tabibimin tanısını ve  önerisini de yazmıştım?”BİLGİSAYARINDAN BİRAZ UZAK DUR?!”Tabibimin haklı olduğuna yürekten inanmaktayım.Ama ben,Temeli örnek almadım bilgisayarımın bulunduğu kütüphanede yatmaktayım ve arasıra bilgisayarımı da okşamaktayım?! Ancak,Hastalık ve Dert muharebeyi sürdürmeye engel olmamalı.Sakarya Meydan Muharebesinden önce Mangal dağında attan düşerek kaburgasını kıran Mustafa Kemal,kırık kaburgası ile 22 gün ve 22 gece Meydan Muharebesini yönetmiştir.25/26 Ağustos 1922 gecesi Ahır dağlarındaki geçitten Afyon ovasına süvari kolordusu ile akan kolordu komutanı Fahrettin Ferdi(Altay) Paşamız,Sıtmadan Kırkbir derece ateşli hasta iken,iki ata bağlanan bir sedye içersinde görevini sürdürmüştü.

        Dün,hava açınca; Rahmetli Kâzım Karabekir Paşamızın “İstiklal Harbimizin Esasları,”adlı kitabını alarak Oyak Sitesinin Küçük parkına oturdum.Camiden çıkanlar da ,selam vererek gelip yanıma oturdular.İçlerinden birisi “Yahu Komutan,biz namaza giderken kitap okuyordunuz,namazdan çıktık hâlâ kitap okumaktasınız.Sizi birazda camide görsek?!Buyurdu.”Aranıza karışarak camiye gitmek için hiçbir günahım olmadığı gibi,cennete gitmek gibi de bir niyetim yok?!Dedim.Birisi:”Hoppala?!Cennete gitmek insanın kendisinin   elinde mi?Dediğin de,gitmemek kendi elinde,boğaz köprüsünden çift taraflı herkez geçerken canı geçmek istemeyen de köprüden denize atlamaz Mı?”Orası doğru,o okuduğunuz kitap ne üzerine?Dediler.Rahmetli Kâzım Karabekir’in Ulusal Kurtuluş Savaşı üzerine,”İSTİKLAL HARBİMİZİN ESASLARI” adlı bir kitap.Birisi ayağa fırladı,”size iki sorum olacaktır,bakalım onları nasıl açıklayacaksınız?Dedi.Sorunuzun cevabını bilemezsem öğrenir yine burada anlatırım buyur!Dedim.18 Martta Deniz zaferimizin 101’inci yılını kutladınız.Bol bol da Atatürk’ü övdünüz.Burdur Yeşilova müftüsü Kutlu Doğum haftasında,Hz.Muhammedin/salallahü ve sellem/ bizzat Çanakkale’de savaştığını bu nedenle düşmanı yendiğimizi anlatmıştı.Neden ondan söz edilmedi?”İkinci sorum da,Sakarya Savaşını Ermişlerin kazandığı, İstiklal Harbini de Kâzım Karabekir’in kazandığı,Mustafa Kemal’inde onu İsmet Paşa ile birlikte  ketenpereye getirerek ,kazanılan zafere sahip çıktıklarına ne diyorsunuz?”

        Hindistanlı bir Hacı, rüyasında Hz. Muhammed’i mezarında göremeyince bu efsane üretilmiştir. Hz. Muhammed,08 Haziran 632 tarihinde vefat etmiştir. Mezara konulan ceset BEŞ SENEDE, İSKELETİ HARİÇ, toprak haline dönüşmektedir. Sonra, bu bir rüyadır.18 Mart deniz zaferidir. Hz. Muhammed, düşman gemilerine ok mu atmıştır, mızrak mı sallamıştır. Kara muharebelerinde de Türk manga, takım, bölük, tabur, alay ve 19’uncu fırka komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in emrine mi girmiştir? Düşman ölüleri arasında da okla öldürülenlere rastlanılmamıştır.Sonra,Mekke ve Medine Torunlarının desteğinde yağmalanırken,Kerbela’da 72 torunu öldürülürken neredeymiş bu Hz.Muhammet?

 Dedim ve yanımda getirdiğim yastığı da belime dayadım.Affınıza sığınıyorum,belimden de rahatsızım?!Dediğimde,soru soran ayağa kalkarak:”Camiye gelseydiniz hiçbir rahatsızlığınız kalmazdı?!”Dedi.Emin misiniz? Dediğimde de,”Allah’a inandığım gibi,” dedi. Sakallı Ahmet Hocayı nasıl bilirsiniz?Soruma da,hep birlikte:”Din Uleması,tarikat ve iman sahibidir?!Dediler.

“Kadınlara düşman olan ve kadınların okutulmamasını söyleyen O Sakallı Ahmet Hoca,On gün önce, kalp krizi geçirerek acilen kaldırıldığı hastanede BİR KADIN DOKTORUMUZ TARAFINDAN KURTARILMIŞTIR?!O CAMİYE GİTMEZ VE NAMAZ DA KILMAZ MIYDI?!Tık yok?!Bakınız Rahmetli Kâzım Karabekir bu küçücük kitabının başına neler yazmış:

            “YANLIŞ BİLGİ FELAKET KAYNAĞIDIR?!”Ve yazısını şöylece bir şiir ile sürdürmüş:

                “Cihana feyz saçan varlık hakikat nurudur her dem,

                Ancak bu nurla kurtuldu beşer zulüm ve esaretten.

                Hakikat olmayan yerde seciye ve ilim kalmaz,

                Çünkü bunlar hakikatten başka şeyden gıda almaz.

                               Bunun için

                Terâkki eyleyen millet neme lâzım deyip yatmaz,

                Arar, sorar, söyler, yazar, hakikat kaybolup batmaz.

                Hakikat nuruna bir nur eklemek için bütün millet,

                Birbirile yarış yapar, bunun adı büyük hizmet.

                        İşte böyle bir diyarda:

                                       Riya, Yalan,

                                               Propagandalar falan,

                Avutamaz,uyutamaz,düşünceyidaraltmaz,hakikati karartamaz…..”Okumamı sürdürdüm,”UYANDI MI BEŞER?”Şiirini de okudum:

                “Uykuda görülen ancak rüyadır,

                Yani karışık şeyler ve hülyadır.

                Hakikat bir ilimdir, rüya bir hayal.

                Telepati var da fakat muhal.

                Muhal hakikate, ilme yardımı

                Beşer alamadı rüya ile adımı.

                Süründü, tünedi binlerce sene.

                Rüyaları çıkıyordu tersine,

                Rüya ne olacak, karmakarışık,

                Terakkiye göstermiyordu ışık.

        “Bunun için:

                Bırakıldı rüya, hülya yerine,

                Gök gözetlendi, inildi derine.

        “Anlaşıldı:

                Neymiş gökte parlayan, dolaşan,

                Altta, üstte bazen haddini aşan

        “Bulundu.

                Madenler, kuvvetler, kazıldı yerler,

                Buna beşerin uyanması derler.

        “Eridi:

                İlim karşısında Cin, Peri, Devler.

        “Yürüdü:

                Bir kazan su ile demirden evler.

                Geziyor denizde seyyar şehirler,

                işe yarıyor hırçın nehirler….”Bu bölümün tamamını okuduktan sonra,”Bir İhtiyaç” adlı eserinden almış olduğu şiiri de okudum:

        “Nihayet:  

                “İnsanlar uçtu gök’e balonla,

                Sonra ev gibi rahat salonla,

                        Önce çocuk gibi yere bağlı,

                        Sonra kanatlı, çelik ayaklı,

                Gramofon, elektrik, telefon,

                Diz çöktü beşerin önünde en son.

        Kalktı dünyadan ses mesafesi,

        Ram oldu mevcutların kâffesi.

                Parladı hakikat nuru her yerde,

                İlim olan yerden kalktı siyah perde.

                                Fakat uyuyan:

                                Ya müstemlekede,

                                Ya tehlikede.

        Peki!

                Neden uyandığı halde Beşer,

                Neden yıkar, yakar, asar, keser?

                Aynı milletin fertleri bile,

                Kurtuluşunun çaresi diye!

                Binlerce onurlu ırkını boğdu?

                Çoluk, çocuğunu bir şeysiz kovdu?

                Maksat yıkmak mı, yoksa yapmak mı?

                Hakkı bırakıp, güce tapmak mı?

                Hâlâ bir yanda:

                Yalan dolanla servete konan,

                Kumara binler atan.

Öbür yanda:

                Açlıktan ölen, soğuktan donan,

                Yaşamak için hayatını satan.

Sonra her yerde:

                Hâlâ ateş, hâlâ kan,

                Ne servet kalıyor, ne de can.

                Hak denilen şey, ilim, emek mi?

                Yoksa eğilip etek öpmek mi?...”

                Her taraf işsiz, açlarla dolu,

                Yetim öksüzler ki yok kanadı, kolu.

                Beşeriyete o, hayat yine serttir,

                Aç tok kavgası,yine o derttir….”Şiirlerin tamamını okuduktan sonra,ortaya sordum:

                “Rahmetli Kâzım Karabekir Paşamızın ŞİİRLERİNDE ANLATTIKLARINA NE DİYORSUNUZ?”Hepsi birden yanıtladı:Çok doğru yazmış?!Yürekten katılırız!Dediler.Bana soru sorana sordum:

                “AFFEDERSİNİZ,RÜYANIZDAKOMŞUNUNKARISINI DÜZDÜNÜZ?GERÇEKTE SUÇ MU İŞLEMİŞ OLDUNUZ?!Ayağa fırladı: Suç olur mu Komutanım alt tarafı bir rüya?!”Dedi.

         Sorunuzun cevabı verilmiştir.Geçelim ikinci sorunuza?!Dedim?!

                Rahmetli Kâzım Karabekir, Mustafa Kemal,  askerlikten ve tüm görevlerinden istifa ettikten sonra, bir süvari takımı ile Mustafa kemalin kaldığı yere gelerek, huzuruna çıkıp:

                “BEN VE KOLORDUM EMRİNİZE AMADEDEYİZ SAYIN AZİZ  KUMANDANIMIZ?!Demişti.Güç kendisindeyken neden istifa etmiş bir komutanın emrine girmişti?!Sivas kongresi sırasında Mustafa Kemali tutuklamaya gelen ta PAŞADAN GAYRI KİMSE  KURTAMAZ?!DİYEREK TEKLİFİNİ GERİ ÇEVİRMİŞTİ?BUNA NE DİYORSUNUYZ?Dediğim de.Hepsi birden:

                “BİZ BUNLARARI HİÇ BİLMİYORDUK?!DEDİLER.

1)   Mekke ve Medine’yi ve’l Kabbe’yi savunmayan Ermişlerin Sakarya Meydan Muharebesine iştirakleri, ,SAKARYANIN VE ANKARA’NIN DAHA ÖNEMLİ OLDUĞUNUN İŞARETİ SAYILMAZ MI? Sonra, Şehitlerimiz ve Yaralılarımız arasında hiç Ermişlere ait olanlara rastlanılmamıştır… Hemen birisi, atıldı:”Onlara ok, kılıç, mızrak ve kurşun değmez?’Dedi. Uhut Gazasında Hz.Muhammedin iki dişi neden kırılmıştı? Soruma hep birlikte cevap verdiler:

“Mekkeli Müşriklerden birisinin hamlesi nedeniyle kırılmıştı?!Dediler.Bu sorunun yanıtı da verilmiştir,dedim.susup kaldılar.

                HİÇ BİR ŞEY BİLMEYENLER ANLATILAN HER MASALA İNANIRLAR;Masallarla Büyütülenler de hep çocuk kalırlar.

 

 

               

 

 

 

               

               

 

 

 

               

 

2090/BİR KADININ BAKANIN ONURSUZLUĞU!


              TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;23 Mart 2016.

                                   BİR KADIN BAKANIN ONURSUZLUĞU?!

         Karaman’da ENSAR VAKFINDA,45 Erkek öğrencinin ırzına geçilmesi olayını, bir Erkekle beraber yorumlayan Aileden sorumlu AKEPE’NİN Kadın Bakanı,”BİR KEREDEN BİR ŞEY OLMAZ… Dediğinde cümlenin devamından çok korkmuştum, çok şükür:”Bakınız bana bir şey olmuş mu?”Demedi. Hanımefendi, Sen bir kere yapıldın kadın oldun. Cemil İpek te bir kerenin sonunda HOMO oldu. Orospuluğa ve İpneliğe ve hırsızlığa  giden yol bir kereden geçmektedir. Sen kalkıp:”Ben aileden sorumlu bakanım, maslahattan ve götten sorumluluk bana ait değildir! Deseydin osurmamış olurdun. Senin demek istediklerini, biz Profesör Dr.Rahmetli Mustafa Akdağ’ın TÜRK HALKININ DİRLİK VE DÜZENLİK KAVGASI,”adlı eserinde okuduk: Medreselere DİN ÖĞRENMEK İÇİN yeni gelen öğrenciler, daha ilk günü, yaşlı medrese öğrencileri tarafından insafsızca düzülmekteydi. Asırlar boyunca bir gelenek olarak sürdürülen bu tecavüzler, Osmanlılık sevdalılarınca Türkiye Cumhuriyetin zavallı Erkek çocuklarına, sizlerin derin hoşgörüsü sayesinde, Kuran Kurslarında uygulanmaktadır. Sizin bu, bir insana yakışmayacak olan bu aşağılık beyanınız, yeni tecavüzlere zemin hazırlamaya yönelik olduğu kadar, başka tecavüz olaylarını hafife alarak önlenmesine yöneliktir. SİZLER, AKEPE OLARK MİLLETİN YARISIN KURAN KURSU ÖĞRENCİSİ, DİĞER YARISINI DA ONLARI ŞAPAN DİN HOCALARI YAPMAK SEVDASINDA MISINIZ? MİLLETİN YARISI AKTİF DİĞER YARISI DA PASSİF Mİ OLSUN?UYANAN TÜRK HALKI SİZİN BELANIZI VERSİN?!

 

22 Mart 2016 Salı

2089/MEHMET MOLLANIN EŞEĞİ OSURMUŞ!


        TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV.İZMİR;22 MART 2016.

                BİR REKTÖR YARDIMCISINDAN EN TEHLİKELİ KESİM?!

“SEBAHATTİN Zaim Üniversitesi Rektör yardımcısı Bülent Arı’nın katıldığı bir TV. Programında:”En tehlikeli kesim okumuş kesim,”demesi büyük tepki çekti. Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Bülent Arı: Okuma oranı arttıkça kendisini afakanlar bastığını söyledi ve cahil, okumamış halka daha çok güvendiğini belirtti. Okuma oranının artmasından duyduğu endişeyi farklı gerekçelerle dile getiren arı,”Erdoğan giderse tam bir felaketle karşı karşıya kalırız”,diye konuştu. Türkiye’nin en tehlikeli kesiminin okumuş kesim olduğunu belirten Arı, ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine(anlayış--sezgi)  güveniyorum. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış halktır.”Dedi.BU EŞEK ARISI KENDİ KİFAYETSİKLİKLERİNE VE KÖTÜLÜKLERİNE BAKARAK GENELLEME YAPMIŞTIR.MECELLE’DE BİR HÜKÜM VARDIR.”KÖTÜ EMSAL OLMAZ?”OSMANLI İMPARATORLUĞUNA KARŞI 135 HALK  AYAKLANMASI  OLDU.AYAKLANANLAR ÜNİVERSİTE MEZUNUMUYDU.18’İNCİ ASIRDA İSYANCILAR,ILGIN’DA OSMANLI ORDUSUNA KARŞI TOP KULLANMIŞTIR.BU TOPÇULAR TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN FÜZE VE TOPÇULUK OKULUNDAN MI MEZUNDULAR?HA BU ADAM KONUŞMUŞ,HA MEHMET MOLLANIN EŞEĞİ OSURMUŞ?!

2088/BİR KERE İLE BİRŞEY OLMAZMIŞ?


           TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;22 Mart2016.

              BİR KEREYLE BİRŞEY OLMAZMIŞ

Karaman’da Kuran kursunda, KIRKBEŞ ERKEK ÖĞRENCİNİN GÖREVLİ ÖĞRETMEN TARAFINDAN IRZINA GEÇİLMESİNE, AİLEDEN SORUMLU BAKAN BİR HANIM, YENİ BİR YORUM GETİRMİŞ:

                “BİRKERE SİKİLMEKLE BİR ŞEY OLMAZ!”

Nereden biliyorsunuz bir kere olduğunu?Yoksa Siz mi ya da Mehmet Bey mi BİR KERE DENEME EMRİNİ VERDİNİZ?!

Osmanlıyı örnek aldığınıza göre; Yeniçerilerin enselerine uygulanan bir metodu öğrencilerin götlerine mi uygulatıyorsunuz?

Yeniçeri ortasına yeni verilen Yeniçeriler, Yeniçeri odasının kapısında sıraya dizilirlerdi.Kapının önünde Bölük Komutanı/de Çorbacıbaşı/ dururdu.İçeri girecek Yeniçerinin ensesine okkalı bir şamar indirir.Böylece Yeniçeriler kumandanlarını tanımış olurdu.Sizin Ensar Vakfınızda da böyle bir gelenek mi var?! Kuran Kursuna giren her öğrenci bir defa,Hocasını tanıması için  Hocaları tarafından sikilir mi?!

 

 

 

 

14 Mart 2016 Pazartesi

2087/EMİNENANIMA,SOSYOLOJİK TARİH PROFU.


                TC.

OSMANTÜRKOĞUZ                                                                                                                            osmanturkoguz@gmail.com

TV.İzmir;08 Aralık 2012.

HAREM SAHİPLERİNE,”HAYAT DERSİ KİTABI?!”Tarih Sosyolojisi Profu.EMİNENANIMA ARMAĞANDIR?!DÖRT SENE ÖNCE YAZILMIŞTIR.

                            KÂBUSNAME! Osmanlının Ahlak kitabı!

                   İlgi: Kardeş, Evlat ve Torun Katili

         1*Padişahlar da Cıvan Sever!07 Aralık 2012.Ostüzü.

          2*Osmanlının Seks Kitabı, Murat Bardakçı.

         “Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey o’nun etrafında döner!”Konfüçyüs.

         “Kitleler cezalarla düzene sokulursa yozlaşmış olur. Karizma ve nezaketle yönetilirse bilinçli ve dürüst olur!”Konfüçyüs.

         “Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınınız!”Konfüçyüs.

         Politika yalan sanatıdır!”Onbaşı Adolf Hitler.

         Sayın Bay Başvekilimiz;--Yazı,08 ARALIK 2012’DE YAZILMIŞTIR---Devlet ihalelerini istediğiniz kimselere verebilirsiniz. Müslümanları Dolandırmaktan Alman Mahkemelerince cezalandırılmış olanları en üst makamlara getirebilirsiniz! Mustafa Kemal Atatürk’ümüze de, almış olduğunuz yanlış ve kasıtlı eğitim nedeniyle, kızabilirsiniz! Delikten aşağıya süpürülmemek için USA’NIN ve Tarikatların her istemine uyabilirsiniz! Çocuklarınıza Saraylarda düğün yaptırarak gelen hediyelerle borçlarınızı öder, onlara Küçücük bir gemicik ve Newyork’ta bir daire satın alabilirsiniz. Amma; tarihimizde yaşanmış olan olayları canınızın istediği gibi değiştirip, inanmamızı da isteyemezsiniz. Rüzgâra karşı konuşmalarınızla ancak kendinize bilenleri güldürmüş olursunuz. Ostüzü.

          Farsçadan Mercimek Ahmet Çevirisi. İkinci Murat’ın

 Oluru üzerine.11’inci asırda; Diyarbakır’da hüküm süren Ziyanoğullarından Keykavus bin İskender tarafından oğlu Giylanşah’a, MS:1082 yılında,  nasihat için Farsça yazılmış bir eserdir. Mercimek Ahmet olarak ünlenen İlyasoğlu Ahmet; İkinci Murat’ın elinde bir kitap görerek ne olduğunu sorduğunda; İkinci Murat:”Çok faydalı nasihatlerle dolu Farsçe yazılmış bir kitaptır. Türkçeye tercüme edilmiş ama anlaşılır gibi değil!”Dediğinde Mercimek Ahmet “izin verirseniz ben tercüme edeyim!”Demiş! “Olur, al tercüme et!”Diyen İkinci Murat kitabı kendisine verir. Kitap Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bin temel eser arasında yayınlanır. Bu tercüme,1941 senesinde ŞairOrhan Şaik Gökyay’ın yeniden gözden geçirdiği nüshadır. 1976 senesinde;117’inci Syy.J.Alayı subayları ile Mardin Milli Eğitim Bakanlığı yayınlarının satıldığı kitaplığa gitmiştik.Bu kitabı raftan indirdim ve  112’inci sahifesini açarak117/1’İNCİ Tabur Komutanı  J.Ön.Yzb.Sayın Orhan Çağlargil’e yüksek sesle okumasını söylemiştim.Okuma bittiğinde,yayınevi satış müdürünü ter basarak sürekli” Hasminallah “çekmeye başlamıştı.Sonradan Sayın Orhan Çağlargil okuduğu sahifedeki bilgileri Jandarma Dergisinde yayımlamıştı.

         Bu kitabın 112 ve 113’üncü sahifelerinde oğlancılık alenen önerildiği için, sonradan yapılan yayınlarda bu sahifede anlatılan Cariye ve karavaşlarla cinsel ilişki bölümleri çıkartılmıştır. Tercüman gazetesinin 1001 Temel eser yayınlarından bu sahifeler çıkartılmıştır.       

  1. “Yaz olunca Avratlara, kışın Oğlanlara meylet ki, vücutça sağlam olasın. Zira oğlan teni sıcaktır, yazın iki sıcak bir araya gelirse vücudu bozar. Avrat teni ise soğuktur, kışın iki soğuk, vücudu kurutur…"Diye,öğütler!
    (jackiebagaj
    , Yorumdan!

 “Efendim; ol sahifedeki anlatımlar daha açık ve daha nettir: Cima etmeden önce şarap içilmesini; yazın İki Kadın şeyi/GÖTÜ/ arasında; Kışın da İki Oğlan şeyi /GÖTÜ/arasında yatmayı gayetle açık olarak anlatmaktadır. Sonra, Cariyelerle ve Karavaşlarla/Erkek hizmetlilerle/aşk yapmanın lezzetinden söz edilmektedir. Ama bunlarla çok gizli olarak birleşilmelidir; yoksa çok kıskançtırlar! Nasihati da ihmal edilmemektedir. Bu kitap Osmanlının Ahlak kitabı olarak kabul görmüştür. Şimdi anlatabildim mi Osmanlıda fiili Livatanın, yani erkeğin erkekle cinsi münasebetinin neden serbest ve çok makbul olduğunu.

         Kahramanlıklarla, kan ve gözyaşı ile kazanılmış zaferlerden ve bir Osmanlı Güruhundan bir ulus olarak, Türk ulusu olarak yükselmemizin tarihini inkâr edenlerin, bizim tarihimizdeki pislikleri yasa ile saklamaya çalışmaları bir tek sonuç verir: Hukuk ve parmak hesabı Yasalar ufunet deposu olurlar. Cumhuriyetimize ve Atatürk Devrimine düşman kesilen Beylerimiz VE DAHİ HATUNLARIMIZ, yaşanmışı ve olmuş bitmişi değiştirme ve halkımıza aksini yutturma şansınız yoktur. İkinci Mehmet; Avni mahlası ile yazdığı divanında 27 gazelini, BİZANS BAŞBAKINI NOTURAS’IN OĞLU olan,  bir papaz çırağı oğlana ayırmıştır.Kâbusname de  şehzadelere ders kitabı olarak okutulmuştur.Bu konudaki Osmanlıdaki kokuşmuşlukları da yayınlamıştım::Fatih Sultan Mehmet;”Avni,”takma” adıyla yazmış olduğu 72 şiirini bir divanda toplamıştır. Bu divanında toplamış olduğu 27 şiiri oğlanlar için yazılmıştır. İlginçtir; Hıristiyanlıkta 72 mezhep vardır. Galata’da bir kilisede görerek çarpılmış olduğu bir papaz yamağı için mi böyle yaptığı bilinmez!

        Genç papaz yamağı için yazmış olduğu bir şiirini daha verelim:

                        “Bağlamaz Firdevs’e gönlünü Kalâtâ’yı gören,

                        Bir Frengi şiveli İsa’yı gördüm anda kim.

                         Lebleri dirilmişi der idi İsa’yı gören,

                         Akl’ü fehmin dini imanün ince zapteylesin.

                        Kâfir olur mu müselmanlar o tersayi gören

                        Kevseri anmaz o içdüği mey’İ AB’İ İÇEN,

                         Mescide varmaz o vardığı kilisâyi gören.

                        Bir frengi dilber olduğın bilûrdı Avni’ya,

                         Bal’ü boynunda o zünnâr’ü çelipâyı gören!”

        Aynı aruz kalıbı ile yazılmış olan bu şiiri, günümüz Türkçesi ile de verelim:

        “Galata’yı gören cenneti istemez. Orada o servi yürüyüşlü sevgiliyi gören serviyi hatırına getirmez//Orada işveli bir Hıristiyan güzeli gördüm. Onu gören Hazret’i İsa gibi dudaklarının hayat verdiğini anlar//Akıl, anlayış, sin ve imânı nasıl elde tutsunlar? O Hıristiyan güzelini gören Müslümanlar kâfir olurlar//Onun içtiği temiz şarabı görenler cennetteki Kevser’i anlamazlar. O güzelin gittiği kiliseyi görenler mescide gitmezler.//Ey Avni! O sevgili belinde ve boynunda papazların kuşandıkları ipi ve haçı görse kâfir olduğuna inanmış olurdu!” NOT:İKİNCİ MEHMET,OL PAPAZ YAMAĞINI ÖLDÜRTMÜŞTÜR?!

        Sivas’ta Beylik kuran; Yıldırım Beyazıt’ı da iki defa yenen Kadı Burhanettin de divan şairidir. Bu Kadı Burhanettin’in dahi oğlancıklar üzerine yazılmış şiirleri vardır!

        FATİH DİVANINDAN ÖRNEK, EKLENMİŞTİR:

         Fransızların çok ünlü bir yazarları vardır: Andre Gide,/22Kasım 1869/19 Şubat 1951/Ünlü İngiliz Homoseksüeli Oscar Wilde ile tanıştıktan sonra, içinde saklamış olduğu homoseksüelliği dışa vurmuştur. Sapık Sevgi(Gorydan)romanında bu konuyu savunur. Daha sonra da Homoseksüelliği savunan bir dergi çıkarırlar. Burada; homoseksüelliğin serbest olduğu çağların –uygarlığın de yüksek olduğu çağlar olduğunu savunurlar. Acemlere oğlancılık Atinalılarla temas sonrası gelmiştir. Gulam genç oğlan demektir. Oğlancılık ta Gulampara/Kulampara/ diye Adlandırılmıştır. Benim anlayamadığım şey: İyi bir Müslüman erkekine Cennette 72 Kadın,Yüz Huri verilirmiş!Hadi buna bir şey dediğimiz yok!Ama Yüz Gılman/Tüysüz Oğlan/ne demek oluyor!Müslümanlık;HER İKİ ÂLEMDE DE MÜSLÜMAN ERKEKLERİN MASLAHATLARINA HİZMET MİDİR?EMİNENANIMA DUYURULUR?!

        

 

 

 

 

13 Mart 2016 Pazar

2086-HAREM VECARİYE KEPAZELİĞİ!


TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@gmail.com

TV,İZMİR;11 Mart 2016.

                HAREM VE CARİYE KEPAZELİĞİNİN NEDENİ?!

HZ.MUHAMMEDİN BİR KAÇAMAĞI,MÜSLÜMAN KADINLARINI İÇİNDE BULUNDUKLARI ALÇALTICI DURUMLARA DÜŞÜRMÜŞTÜR.OKUYALIM:

37-AHZAP SURESİ/AYET:50:”Ey Muhammed! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”

37-AHZAP SURESİ/AYET 52:”Ey! Muhammed, bundan sonra güzellikleri hoşuna gitse bile, başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka.Allah her şeyi gözetleyendir.”

4-
Nisa suresi/3:Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın.2 Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o takdirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur. “                                                          

Eğer,Zeyd evde olsaydı ya da Muhammed’in Dayısının kızı ve eski nişanlısı ağzını tutsaydı,Hz. Hatice de ölmemiş olsaydı, HER İKİ ÂLEM DE KADINLAR İÇİN FUHUŞ YUVASI Olamazdı?!Aklı olan okur ve düşünerek bir sonuca varır.Hiç bir şey bilmeyenler de hep inanır.İzninizle yaşanmış birkaç olay anlatmak istiyorum:

1402’de başlayan Fetret Devrini diğer iki Kardaşını haklayarak sonlandıran Çelebi Mehmed’in huzuruna Veziriazam--  Bostancıbaşı vel Haremağası ---Yerlere kadar eğilerek:”Haşmetlû Padişahımız,iki gün önce bir Kâfir İtalyan genci ile kaçan Hasekiniz yakalanmıştır.Bu konuda fermanıhumayununuz  nicedir?!Dediler.Çelebi Mehmet:Baka lala,ol İtalyanı Çengel çiçeği yapasız,Hasekimi de canını incitmeden katledesiz?!Buyurdu.Saçlarını başına topuz yaptıkları Hasekikin başını bir vuruşta gövdesinden ayırdılar;donuna kadar soydukları İtalyan gencini de,palangalarla yukarı çıkartarak kasap çengellerin üstüne bıraktılar.ol İtalyan Genci İki gün,canhıraş feryatlar çıkartarak öldü*!

      Bir Perşembe akşamıydı; Haremdeki tüm Cariyeler meşalelerle aydınlatılan koridora Akraba ve Evlat Katili Birinci Süleyman da o gece düzeceği/Pardon,Eminenanıma göre DERS VERECEĞİ/ Cariyeyi seçmek üzere Cariyelerin önünden yürümeye başladı.Çok Genç ve çok işveli bir Cariyenin önüne geldiğin de mendilini ol Cariyenin ayaklarının dibine düşürdü.DERS VERECEĞİ CARİYEYİ SEÇMİŞTİ?!Gece,el ve ayak  çekilince,Harem Ağası bir Cariyeyi Süleyman’ın yattığı dershaneye soktu.Süleyman,Cariyenin yüzünü gördüğü anda,avazı çıktığı kadar bağırdı:SEN,ÖNÜNE MENDİLİMİ BIRAKMTIĞIM CARİYE DEĞİLSİNNN?!BİZİM KOYNUMUZA GİRMEYEN KARA YERE GİRER.CELLAT!TİZ OL CARİYENİN DEFTERİNİ DÜRRR?!”NÖBETÇİ CELLAT, SIRASINI SATTIĞI ANLAŞILAN OL ZAVALLI CARİYEYİ SÜRÜKLEYEREK SİYASET MEYDANINA GETİRDİ VE BİR PALA DARBESİYLE DE KAFASINI KESTİ. Sabahleyin mesele anlaşılmakla Süleyman çok üzüldü: Meğerki ol Zavallı Cariye, Üsküdar’da yaptırtmakta olduğu caminin masrafını çıkartmak üzere DERS SIRASINI?! EN FAZLA ALTIN VEREN BAŞKA BİR CARİYEYE SATMIŞMIŞ?!OL İNŞAATI YARIM KALAN CAMİYİ Süleyman tamamlattı.Süleyman da öldü,cami Üsküdar’da sessize durmaktadır?!

      Dördüncü Murat’ın öldürmesine, anasının İbrahim’im çok yakışıklıdır, onu bırak ta öteki Şehzadeyi öldür?!Demesiyle canını kurtaran Şehzade İbrahim  tarihimize DELİ İbrahim olarak geçmiştir.Padişah olur olmaz,daha önceleri padişahların koynuna girerek Hayat Dersi almış 280 Cariyeyi,ağırlık bağlattığı çuvallara doldurtarak boğaz akıntısının en hızlı yerinden, Kızkulesi’nden denize bıraktırtmıştır?!”Müftünün kızı ile evleniyorum?!Diyerek Haremini   boşalttırmıştır.Düğün hediyesi olarak ta kendisine 800 Cariye armağan edilmiştir.Bunlarla da yetinmeyen deli İbrahim,Sivas Valisi Ali Varvar Paşadan 30.000 kuruş Rüşvet ile Mustafa İşpir Paşanın dillere destan güzellikteki Tombul eşini de, HAYAT DERSİ vermek için,HAREMİNE İSTEMİŞTİR?!

Cariyelerden birisi, Deli İbrahime seks hikâyeleri anlatırken, şişman bir kadınla yapılan seksin zevkini anlattığının sabahında, Veziriazamını Huzuru hümayununa davet eden Deli İbrahim, aynen:

      “Bre karpuz kıyafetli Pezevenk,çabuk bana bir okkalı avrat bulasız?!Fermanını vermiş.İstanbul kepçe Veziri Pezevenk te kazan,Okkalı avrat aramasına çıkmışlar.Sonunda;Üsküdar’da Bağlarbaşında 107 Okkalık bir Ermeni Dudusuna ulaşmışlar. Sarayın arabasının kapısı ve sarayın cümle kapıları genişletilmiş. Saraya vasıl olan Ermeni Dudusu Hamamı hümayuna alınarak yıkanmış ve tüm kılları da ibrişimden geçirilmiş.OL KADININ VERMİŞ OLDUĞU HAYAT DERSİNDEN ÇOK MEMNUN KALAN DELİ İBRAHİM,OL KADINA ŞAM VİLAYETİNİ BAĞIŞLAMIŞ.OL KADIN DA ESKİ ŞAPICISI KÖPRÜLÜ MEHMET AĞAYI ŞAMIN YÖNETİMİNİN BAŞINA GETİRMİŞ,BÖYLECE KÖPRÜLÜ MEHMET AĞA,PAŞA OLARAK OSMANLININ KURTARICISI OLMUŞ?!Şimdi de gelelim”, Deyyus’u Ekber” sıfatlı  Mustafa İşpir Paşanın dünya güzeli Tombul karısına:Valilik hayatında “YOK” demesini bilmediği için,adı da VARVAR ALİPAŞA’YA çıkan Sivas Valisi Varvar Ali Paşanın konağına Asitane’den ferman getiren Çavuş ve yardımcıları destursuz dalarak üç defa öperek başlarına  götürdükleri ferman zarfını Paşaya uzattılar.Ali Paşa da,uzatılan ferman zarfını  üç kere öperek başına götürdü ve açarak okudu:”VARVARLI ALİPAŞA KULUM,BU GÖNÜL OKŞAYICI FERMANIHÜMAYUNUMU ALDIĞINDA,VAKİT KAYBETMEDEN 30.000 KURUŞ İLE İPŞİR PAŞANIN AVRADINI HAREMİ HÜMAYUNUMDA KULLANMAK ÜZERE GÖNDERESİZ….”

VARVARLI ALİ PAŞA,koltuğundan zıplayarak ol fermanı Çavuşun suratına fırlatıp:”YOK DEVENİN PABUCU?!ULAN BEN BİR MÜSLÜMAN PAŞANIN NİKÂHLI KARISINI NASIL ALIR DA PADİŞAH EFENDİMİZE GÖNDERRİM?!SİZDE HİÇ ALLAH KORKUSU,DİN,İMAN,VİC DAN KALMADI MI?ŞİMDİYE KADAR NE İSTENDİYSE VAR!VAR!VAR DEDİK.BU SEFER YOK!YOK!YOK!ULAN BUNDAN SONRA BENİ YOK!YOK!YOK’PAŞA DİYE ÜNLEYİN?!ÇABUK YOK OLUN SİVAS’TAN,YOKSA ELİMDEN BİR KAZA ÇIKACAK?!Dedi.                                                      Veziriazam Yusuf Paşanın ve Cinci Hocanın önerilerine uyan Deli İbrahim, bir fermanla İpşir Paşayı Sivas valiliğine atayarak, Varvarlı Ali Paşanın yakalanarak Asitaneye gönderilmesini de ferman eyledi. İpşir Paşa, Varvarlı Ali Paşayı öldürttüğü gibi, Banaz’da oturan Hocası PİR SULTAN ABDALI DA ASTIRTTI?!Bu başarısından ötürü Sadrazam oldu,dünyalar güzeli karısını da Haremde deli İbrahim’in tedrisine verdi.HALK ARASINDA NAMI DA”DEYYUS’U EKBER!” OLARAK TESÇİLLENDİ. Sonradan, onun da boynu vuruldu.

Abdülaziz’in çok sevdiği iki kardeş cariyesi vardı. Yaşları tam 16 idi. Şehzade Abdülhamit, bu cariyelere göz koyarak, bunları dairesine kapattı. Abdülaziz’in  bunlara DERS VERMEK İSTEMESİ ÜZERİNE,BU CARİYELERİN ÖLDÜKLERİ YALANI İLE konu kapatıldı?!Harem mi?PADİŞAHLARDAN GAYRISİNE HARAM OLAN KERHANEDİR?!

 

 

 

 

 

İzleyiciler

Blog Arşivi