3 Ocak 2012 Salı

522/BİR OLMAKTIR MURADIMIZ

                                                                            
OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;04 Ocak 2012,

                   BİR OLMAKTIR MURADIMIZ.
         Yardan ayrı yollarımız, cennete erse istemem,
         Huri,Gılman kullarınız  billahi de istemem.
         Bir olmaktır son duamız, bu dünyada ve de orda.
         Tanrıya son niyazımız, söz dinlemez oldu O’DA.

         Bahçemizde Mor sümbüller, kelebekler yâri özler;
         Geçti nice yazlar, güzler, bir olmaktı muradımız.
Tada çevirdik acıyı, koyduk anayı, bacıyı;
Hayattaki kör sancıyı bal eylemek muradımız.

Gece, günü bir eyledik, ham gönülü pir eyledik,
Yâr konuştuk, yâr söyledik,kâm almaktı muradımız.
Çıktık vardık sonsuz yola,yârın kapısında mola.
Sevenlere selam ola, yârla olmak muradımız.

Yâr adını dua bildik, hor görüldük ve sevildik;
Yâr tırnağın Kâbe bildik, ibadetti muradımız.
Söyler Ozan, durmaz söyler; yandı içimizde közler;
Üstümüzdeki gök gözler çatlasınlar muradımız.

        


  

521/İKİ ŞİİR.

                                                                                 
OSMAN TÜRKOĞUZ
                   osmanturkoguz@gmail.com
                   İzmir;03 Ocak 2012.

                            SEVDAN TAMAMLAR!
         Geçmişten bir sızısın dinmeyip, sürüp giden;
         Yüreğimde gönlümde yanan son ateşsin SEN.
         Ruhumu öyle sardın, öyle yaktın ki BENİ;
         Ölsem de, yaşasam da ille SEN, ille de SEN.
         Geçmek nedir bilmiyor uzağında zamanlar,
         Eksik olan sevdamı SENİN sevgin tamamlar.
         Öyle tutulmuşum ki SANA can ve gönülden,
Uzağında asırdır, SENSİZ geçen zamanlar.

                   DEĞER Mİ A CANIM!
Değer mi gözyaşın bunca kederle,
Bu Fakir sevecen yüreğe canım?
BEN, çölde yaşayan garip bir Ozan;
SEN BENİM yağmurum, anım ve canım.

Sınırsız sevgiler mi böyle umutlu,
Sevmeden ölenler daha mı mutlu!
Bir şey ki gönlümde BENDE çok mutlu,
Değer mi anılar acıya canım?

Kollarımda dünya SENİN, zevk SENİN,
Mutluluktan pespembedir gül tenin.
Bu dünyada BEN SENİNİM, SEN BENİM;
Değer mi bu sevgi çileye canım?

Yaş olur özlemler gözümden akar,
SENSİZLİK kor olur gönlümü yakar.
Özlem nehirlerin gönlüme akar;
Bu sevgi bu derde değer mi canım!
  

517-HİÇ KİMSE BİZİ APTAL YERİNE KOYAMAZ!


OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir; 31 Aralık 2011

                                      HİÇ KİMSE BİZİ APTAL YERİNE KOYAMAZ!

Yeni Demokrasi Paketini Açıklayan AKP’Lİ Bay Mehmet Metiner: “Devletin yarattığı Kürt meselesini çözdük!” Buyurmuş!
Hadi canım sen de!
Siz; kendiniz için ayarlamış olduğunuz ballı ve börek yasasını bile çözemediniz! Kürt meselesini Devlet yarattı buyurmuşsunuz!
Devlet, sürekli ve durmadan kendisini yenileyen ve yönü de ileriye yönelik bir tüzel kişiliktir.
Osmanlıdaki Kürt meselesine ne buyurulur? Bilmiyorsanız buyurunuz, öğreniniz!
Yoksa bizi de ebleh yerine koyamazsınız.

              Osmanlı Ve Cumhuriyet Dönemi Kürt İsyanları.—Alıntıdır--



”Türkiye Cumhuriyeti Devleti, artık Kürt sorunu diye bir sorunu tanıdığını Başbakanının ağzından açıklamıştır. Bu, Batı emperyalizmi ve onun güdümündeki Kürt ayrılıkçıları için önemli bir başarıdır.
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcındaki Kürt isyanlarından bugüne Ankara’ya Kürt sorununu tanıması için baskı yapılmaktadır. 1920 yılından 1938’e kadar gerçekleşen ondokuz Kürt isyanının ve 1978’den bugüne yaşanan PKK terörünün hedefi aynıdır: Türk Devletine bir Kürt sorunu kabul ettirip, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının parçalanması.
Atatürk döneminde Kürt isyanları en sert şekilde bastırıldı. Sorun Kürt sorunu olarak değil, İngiliz ve Fransızların Türk Milleti ve devletini parçalamak için yaptığı kışkırtmalar ve aşiret düzeni olarak ele alındı.
1980 sonrası yaşanan PKK terörü de Kürt sorunu olarak ele alınmadı ve sorun askerî açıdan çözüldü. Ancak AB ve ABD’nin baskılarıyla zayıf düşen Türk Devleti artık terörden ayrı olarak bir Kürt sorunu tanımaktadır.
Mütareke döneminden bugüne kadar emperyalizmin Ortadoğu’da planı değişmemiştir: Bölgede ajan bir Kürt devleti kurdurarak Türk, Arap ve Fars uluslarını parçalamak. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Kürt isyanlarının ortak özelliği, yabancı devletlerin Türk Devletini zayıf düşürmek için bu isyanları desteklemesi ya da bizzat organize etmesidir. İkincisi, şehirleşememiş Kürt kitlelerin uluslaşma sürecine direnen aşiret şeyhleri ve beylerinin güdümüyle hareket etmeleridir.
Osmanlı Döneminde Kürt İsyanları:
1800’lerden itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nda 30 civarında Kürt ayaklanması olmuştur. Bunların tamamına yakını aşiret beylerinin devlet otoritesiyle egemenlik paylaşımı mücadelesinin sonucudur. Bu yüzden isyanların milli bir karakterinin olduğunu söyleyemeyiz. Ancak Batılı dinî ve siyasî misyonerlerin 1850’lerden itibaren Kürtlerin yaşadığı bölgelerde yaptığı faaliyetler sonucu, bu hareketlerde Kürtlük öğesinin de kullanılmaya başlandığını görüyoruz.
Osmanlı İmparatorluğu Kürtlere bir çeşit özerk beylikler verilmişti. Aşiret düzeni içinde yaşayan bu topluluklar dinsel yönden Sünnî, Şafiî ve Alevî olmak üzere üçe ayrılmışlardı. Osmanlı, Sünnî ve Şafiî Kürtlerle ilişkileri iyi tutmaya gayret etmiştir. II. Abdülhamit, bu Kürtlerden Hamidiye Alaylarını kurarak Ermenilere karşı kullanmıştır. Bu alayları İstanbul’da açılan, beş yıllık hizmet veren “Aşiret Mektepleri” izlemiştir. II. Abdülhamit bu okullarda kendisine bağlı Kürt asker ve sivil bürokratları yetiştirmiştir. Buraya alınan çocukların tamamı aşiret reisi, bey ve ağaların çocuklarıydı. Buralarda yetişen çocuklar ileride Kürt isyanlarının başında yer alacaklardır.

1. Babanzade Abdurrahman Paşa İsyanı (1806–1808, Süleymaniye)
2. Babanzade Ahmet Paşa İsyanı (1812, Süleymaniye)
3. Zaza Aşiretleri İsyanı (1818–1820, Dersim)
4. Revaduz Yezidi İsyanı (1830–1833, Hakkari ve çevresi)
5. Mir Muhammet İsyanı (1832–1833, Soran)
6. Kör Mehmet Paşa İsyanı (1830–1833, Erbil, Musul, Şirvan)
7. Garzan İsyanı (1839, Diyarbakır)
8. Bedirhan Bey İsyanı (1843–1847, Hakkari ve çevresi)
9. Yezdan İzzettin Şer İsyanı (1855, Bitlis)
10. Bedirhan Osman Paşa İsyanı (1877–1878, Cizre ve Midyat)
11. Şeyh Ubeydullah İsyanı (1880, Hakkari, Şemdinli)
12. Emin Ali Bedirhan İsyanı (1889, Erzincan)
13. Bedirhani Halil ve Ali Remo İsyanı (1912, Mardin)
14. Molla Selim ve Şeyh Şehabettin İsyanı (1913–1914, Bitlis)

Cumhuriyet Döneminde İsyanlar

Cumhuriyetin ilanından 1984’e kadar 18 Kürt ayaklanması çıktı. Bu ayaklanmalar tarih sırasına göre şöyledir:

1. Nasturi (1924),
2. Şeyh Sait (1925),
3. Raçkıtan ve Raman (1925),
4. Sason (1925),
5. Ağrı (1926),
6. Koçuşağı (1926),
7. Mutki (1927),
8. İkinci Ağrı (1927),
9. Bicar (1927),
10. Asi Resul (1929),
11. Tendürük (1929),
12. Savur (1930),
13. Zeylan (1930),
14. Oramar (1930),
15. Üçüncü Ağrı (1930),
16. Pülümür (1930),
17. Dersim (1937–1938
18-PKK BÖLÜCÜ İHANETİ(1984--)

520/İÇİM YANDI,TUTUŞTU

                                                                    
OSMAN TÜRKOĞUZ
                        osmanturkoguz@hotmail.com
                        İzmir;20 Nisan 2011.

                        İÇİM YANDI, TUTUŞTU!
            Eridi buz dağları, küller yandı tutuştu;
            Anılar birer, birer gözlerimden uçuştu.
            Seni gördüğümde ben, düşlerim gerçek oldu;
            Senin için ısınmış, içim yandı tutuştu.
           
            Uçsuz engin denizler çıkıp ta bana geldi,
            Seni gördüğüm anda geçmiş bana bir eldi.
            Gözlerinden gönlüme akıttığın duygular,
            Coşkun ırmaklar gibi sevgiden birer, seldi.
           
Ovalarım dağ oldu, dağlarım cüce kaldı,
Varlığından gözlerim sınırsız zevkler aldı.
Gönlüm hülyaya daldı, ruhum erdeme vardı;
Seni gördüğüm de ben içim yandı tutuştu.
           

İzleyiciler

Blog Arşivi