31 Mart 2010 Çarşamba

67- SAVCILIK KAVRAMI




OSMAN TÜRKOĞUZ

Çeşmealtı;

18 Temmuz 2008










67- SAVCILIK KAVRAMI

"İKİ ŞEY SONNSUZDUR: BİRİSİ UZAY, DİĞERİ DE APTALLIK! BİRİNCİSİNDEN O KADAR EMİN DEĞİLİM!" ALBERT EİNSTEİN.






            Gün geçmiyor ki, Sayın RTE’den yeni bir inci bilimler âlemimim ize düşmesin! Yalınız dinlemeye alıştırılmış bir toplumda, ne salalarsan salla.”Ulul emre itaat,” Peygamber buyruğu; ya dinlersiniz, ya da dinlersiniz.


Ben dinlemiyorum. Benim insan ölçülerime uymayan düşüncelerin benim dünyamda yeri yoktur ve olamaz da.


Sayın RTE’ nin en büyük şansızlığı, benim komutanı olduğum birliklerde, Yedek Subaylığını yapmamış olmalarıdır.


Benim ATATÜRKÇÜ Erlerim, O’nu yeryüzüne indirerek Çağla, Laiklikle, ATATÜRK İLE ve Modern Hukukla buluştururlardı.


Ceza yargılama Usul Hukukunda, “MİLLETİN SAVCISI” diye bir Adli Makam yoktur.


Bizim bazı kıçı kırık taklitçi devirmeciler, ”Halk Mahkemesi” gibi deyimlere sarılarak, adam öldürmüşlerdi.


S.S.C.Birliği’nde Halk Mahkemeleri vardı.


Molotof, Vişinski, Gromiko, huzurlarına çıkarılan garibanları öteki âleme göndermelerinin mükâfatını uzun süre yaşadılar.


Ünlü Fransız Devrim Savcısı- adını yanlış yazabilirim-FOUSHETTE, bir evrakı geç hazırladı diye, Tutanak Kâtibini bile, yirmi dört saatte Giyotin’e yollamış; biraz sonra kendisi de o Giyotin’in altında, kuyruğunu titretmiştir.


En ilginci, KİRMASTİ’DE – MUSTAFA KEMAL PAŞA’DA – yaşanmıştı. Üç Kuvvay’ı milliyeciyi idama mahkûm eden Sadrazam Damat Ferit Paşa yanlısı Üç Hâkim! Subay, saklandıkları evlerde yakalanarak, idam mahalline getirilmiş; boyunlarına ip geçirilen ÜÇ KUVVAYI MİLLİYECİ idam sehpasından indirilerek, bu VATAN VE MİLLET HAİNLERİ İPE ÇEKİLMİŞTİR.


         Benim denetlemelerim büyük bir yarışa ve araştırmaya ön ayak olurdu. Örnek vermek gerekirse:


         -Niçin CUMHURBAŞKANI?


         -NİÇİN CUMHURİYET SAVCISI?


            -NİÇİN ÖTEKİ BÜYÜK MAKAMLARIN BAŞINDA CUMHURİYET SIFATI YOK?


          Seydişehir CİM. Savcısı, telaşla yanıma geldi: ”-Komutanım; dedi, NİÇİN CUMHURİYET SAVCISIDIR? Diye sormuşsunuz.


Jandarmalar telefon ettiler, yanıma gelecekler. Birlik ve beraberlik için sorunun yanıtını öğrenebilir miyim?”


İslam ve Osmanlı Ceza Hukukunda, İDDEA MAKAMI yoktu. Dava sahibi ideasını sunmak ve kanıtlamakla yükümlüydü. Batı Ceza Hukukunda, Kamu adına suç ideasında bulunmak, Kamu Davalarını izlemekle yükümlü SAVCILIK KURUMU VARDI.


Kuran’ı Kerim’de, BEŞ SUÇUN ADI VE KESİN CEZASI YAZILIYDI:


1-HIRSIZLIK,


2-ZİNA,


3-ZİNA İFTİRASI,


4-YOL KESME,


5-HAMR İÇME (ŞARAP İÇME) sonradan konuldu. Adam öldürme suçu, ŞAHSİ ŞİKÂYETE BAĞLI BİR SUÇTU.





Avrupa Hukukunda; Suçları ve Suçluları izlemek, araştırmak ve cezalandırmak EGEMENLİĞE SAHİP OLAN KRALIN HAK VE VAZİFESİYDİ.


Sümer Ceza Hukuku da çok ilginçtir. Kral adına görev yapan birçok DEVLET MEMURU, KRALIN MEMURLARI, vardı.


SUÇ İSNADI EGEMEN ADINA YAPILIRDI. SAVCI, KRALIN; yani EGEMENİN SAVCISIYDI.


Krallıklar devrilip, CUMHURİYETLER ortaya çıkınca, EGEMENLİK OTORİTESİNİ CUMHURİYETLER ALMIŞ OLDU.


Böylece de, KRALIN SAVCILARI; CUMHURİYETN SAVCILARI OLARAK; CEZA HUKUKUNDAKİ YERLERİNİ ALDILAR.



TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI, bunu da Sayın RTE. ERDOĞAN açıklasın. Takıldığı yer olursa, meraklanmasınlar, yardım elimi uzatırım!

Mareşal Gazi Mustafa Kemal: ”Ulusal Kurtuluş Savaşını yapan Türkiye Halkına, TÜRK MİLLETİ DENİLİR” demişti.

Bu tanımlamada; Türk Toplumunun bir ümmet olarak, girmiş olduğu, Hürriyet ve Egemenlik savaşından, Türk Ulusunun birlik ve dahi beraberlik içinde çıkmış olduğu anlaşılmaktadır.
Sayın RTE: ”Ben, TARİKATLARIN VE ŞAHSEN KEFİL OLDUĞUM LÜBNANLI O ÜNLÜNÜN SAVCISIYIM DESEYDİ, buna aklım yatardı.


Milletin Savcısı,% 47.02’nin Savcısı…


Bu iş uzar da gider.


Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi